Damlataş Cave

Bence çok güzel bir doğal oluşum herkesin gidip görmesini tavsiye ediyorum. Küçük bir mağara uzun uzadıya gezilecek bir yeri yok. Müze kartla girilmeyip ayrıca ücret ödeyerek giriyorsunuz bu durum pek hoşuma gitmedi

Damlataş Mağarası, Antalya'nın Alanya ilçesinde deniz kıyısında bir mağaradır. Alanya şehir merkezine 3 km uzaklıkta ve tarihi Alanya Kalesi'nin batı kıyısında bulunmaktadır. Mağara, sarkıtlardan damlamaya devam eden su damlaları nedeniyle Damlataş adını almıştır. Ancak bugün görüldüğü kadarıyla damlamalar durmuş,herhangi bir aktivite görülmemiştir Damlataş Mağarası Konumu Alanya, Antalya, Türkiye Koordinatlar 36°22′31″K 31°59′19″D 1948 yılında liman inşaatında kullanılmak üzere taş ocağı olarak tespit olunan bugünkü yerinde, bir dinamit ateşlenmesi sonucu bulunmuştur. Birbirinden güzel binlerce sarkıt ve dikitlerle süslü bu mağara hemen koruma altına alınıp mağara hakkında araştırmalara başlanmıştır ve turizme açılmıştır. Damlataş Mağarası, Türkiye'nin turizme açılan ilk mağarasıdır. Mağaranın kapısından içeri girince 50 m uzunluğunda bir geçit, 13–14 m çapında ve 15 m yüksekliğinde silindirik bir boşluk, ayrıca 15000 senede oluşmuş sütunlar vardır. Mağaranın iki katlı olan boşluğu 2500 m³ hava ihtiva etmektedir.[kaynak belirtilmeli] Mağaranın içindeki ısı yaz-kış 22 °C’dir. Nem %95, sabit basınç 760mm'dir. Mağaranın havasında yüzde 71 azot, yüzde 20,5 oksijen, onbinde 2,5 karbondioksit ve bir miktar radyoaktivite ile iyonlar bulunmaktadır.[2] Mağaranın ortamında bulunan normalden 8-10 misli fazla karbondioksit ve yüksek oranda nem gibi özelliklerinden dolayı astım hastalığına iyi gelmesinin tespit edilmesinden sonra mağara, astım hastaları tarafından özellikle ziyaret edilen bir yer haline gelmiştir. Günde 4 saat olmak üzere 21 gün şifa amacıyla mağarada kalan astım hastası sayısı 2014 yılında yaklaşık 4 bin kişi olmuştur. Ancak bugün aktivitesini yitirdiği damlamaların olmadığı görülmektedir.

Müze Kart geçmiyor. Normal bilet fiyatı 15₺, öğrenci 8₺. 9.00-22.00 saatleri arası açık. Görmeden gitmeyelim dediğimiz bu mağarayı pek beğenemedik. Mağara zaten çok küçüktü, haftasonunun da etkisiyle çok kalabalıktı ve havasızdı. Fotoğrafların güzel çıktığına bakmayın. Biz Damlataş’tan pek mağara havası alamadık, daha çok sarkıtlı dikitli bir oda gibiydi. Alanya’da illa mağara gezeceğim diyorsanız Dim veya Yalan Dünya mağaralarını gezin.

Mağara yorumlarda küçük denilmiş yoksa daha çok beklentim olurdu. Gerçekten 5 dakikalık küçük bir mağara ve içerisi sıcak çok kalamıyorsunuz bunaltıyor. Müze kart geçmiyor ücret verip giriş yapıyorsunuz bir daha girmeye değmeyecek bir yer. Otopark biraz sıkıntı ancak biz yer bulduk burası da otomobil 10 lira idi. Yol kenarları 2 saate kadar 5 lira imiş. Yol kenarına park etmek daha iyi giriş çıkış sıkıntı olabiliyor.

Damlataş Mağarası 1948 yılında, liman inşaatında kullanılacak taş için ocak açılması sırasında bulunmuştur. Mağara tarihi yarımadanın batı kıyısındadır. Mağaranın giriş kısmında 50 metrelik bir geçit vardır. Yüksekliği 15 metreyi bulan geçitten sonra silindirik bir boşluğa gelinir. Buradan, mağaranın tabanına inilir. Yan kristalize kalker içinde bulunan mağaranın sarkıt ve dikitleri 15 bin yılda oluşmuştur. Mağaraya, sarkıtlardan damlamaya devam eden su damlaları nedeniyle Damlataş adı verilmiştir. Yerli ve yabancı turistlerin gözdesi Damlataş Mağarası, büyüleyici güzelliğinin yanı sıra astım hastalarına iyi gelen havasıyla da ünlüdür. Doktor kontrolünde, mağarada belli bir süre oturarak 21 günlük tedavi kürü uygulayan hastalar vardır. Mağaranın havası yaz kış değişmez; sıcaklık 22 santigrat derece, rutubet yüzde 95, sabit basınç 760 mm’dir. Mağaranın havasında yüzde 71 azot, yüzde 20,5 oksijen, on binde 2,5 karbondioksit ve bir miktar radyoaktivite ile iyonlar bulunmaktadır. Mağaraya giriş ücretlidir. Çevresinde küçük bir çarşı vardır, önü ise plajdır.

Mutlaka görmelisiniz. Damlataş Mağarası, 1948 yılında liman inşaatında kullanılacak taş için ocak açılması sırasında bulunmuştur. Mağara, tarihi Alanya Kalesi’nin batı kıyısındadır. Mağaranın giriş kısmında 50 metrelik bir geçit vardır. Yüksekliği 15 metreyi bulan geçitten sonra silindirik bir boşluğa gelinir. Buradan mağaranın tabanına inilir. Mağara, sarkıtlardan damlamaya devam eden su damlaları nedeniyle Damlataş adını almıştır. Mağara, büyüleyici güzelliğinin yanı sıra astım hastalarına iyi gelen havasıyla da ünlüdür. Doktor kontrolünde mağarada belli bir süre oturarak 21 günlük tedavi kürü uygulayan hastalar vardır. Mağaranın havası yaz kış değişmez; sıcaklık 22 santigrat derece, rutubet yüzde 95, sabit basınç 760 mm’dir. Mağaranın havasında yüzde 71 azot, yüzde 20,5 oksijen, onbinde 2,5 karbondioksit ve bir miktar radyoaktivite ile iyonlar bulunmaktadır. Türkiye’nin turizme açılan ilk mağarasıdır.

Turizme açılan ilk Mağara olması sebebiyle özel bir yeri var. Mağaraya giderken yol üstü 10 lira karsılıgında aracınızı park edebiliyorsunuz. Yalnız tur otobüsleri yolu baya isgal ediyor güzel bir noktaya park edin. Magara girişi öğrenci 8 lira yetişkin 15 liraydı. Mağara küçük fakat ihtişamlı dikitler güzel bir görsel sölen sunuyor. Mağarası Kleopatra plajının yanında yer alıyor. Hemen mağara sonrası denize girebilirsiniz. 60 TL’ye şezlong kiralanıyor Mağarası yanındaki kafede

Damlataş Mağarası, 1948 yılında liman inşaatında kullanılacak taş için ocak açılması sırasında bulunmuştur. Mağara, tarihi Alanya Kalesi’nin batı kıyısındadır. Mağaranın giriş kısmında 50 metrelik bir geçit vardır. Yüksekliği 15 metreyi bulan geçitten sonra silindirik bir boşluğa gelinir. Buradan mağaranın tabanına inilir. Mağara, sarkıtlardan damlamaya devam eden su damlaları nedeniyle Damlataş adını almıştır. Mağara, büyüleyici güzelliğinin yanı sıra astım hastalarına iyi gelen havasıyla da ünlüdür. Doktor kontrolünde mağarada belli bir süre oturarak 21 günlük tedavi kürü uygulayan hastalar vardır. Mağaranın havası yaz kış değişmez; sıcaklık 22 santigrat derece, rutubet yüzde 95, sabit basınç 760 mm’dir. Mağaranın havasında yüzde 71 azot, yüzde 20,5 oksijen, onbinde 2,5 karbondioksit ve bir miktar radyoaktivite ile iyonlar bulunmaktadır. Türkiye’nin turizme açılan ilk mağarasıdır.

Kleopatra Plajının hemen dibinde köşede bulunuyor konum olarak çok kolay bulursunuz. Mağaradan çok bir beklentiniz olmasın yalnızca 30 metrelik bir alana sığıyor. Görsel şölen olarak çok güzel. Karstik güzellik... Mayıs 2022 güncel ücreti şu şekilde: Yetişkin 30 TL Öğrenci 8 TL Damlataş Mağarası, 1948 yılında vapur iskelesi inşaatında kullanılmak üzere taş ocağı olarak tespit olunan bugünkü yerinde, bir dinamit ateşlenmesi sonucu bulunmuştur. Birbirinden güzel binlerce sarkıt ve dikitlerle süslü bu mağara hemen koruma altına alınıp mağara hakkında araştırmalara başlanmıştır. Toplam uzunluğu 30m. olan mağara kuru, yatay mağara tipindedir. 200 m.’lik bir alanı kaplamaktadır. Mağaranın kapısından içeri girince 45-50 m uzunluğunda bir geçit, 13-14 m çapında ve 15 m yüksekliğinde silindirik bir boşluk, ayrıca 15000 senede oluşmuş sütunlar vardır. Mağaranın iki katlı olan boşluğu 2500 metreküp hava ihtiva etmektedir. İçindeki ısı yaz-kış 22.3 derecedir. Mutlak nem 19.6 derece nispi nem %98'dir. Mağara dış tesirlerden arınmış olup havasında bol miktarda asit karbonik vardır. Hava basıncı deniz seviyesinden biraz aşağıda olmasına rağmen 760 mm dir. Mağara boşluğunun tamamı 180-200 metrekaredir. Mağara etrafındaki kalınlık 10 m'yi bulduğu için çökme ihtimali yoktur. Senenin 5-6 ayında devamlı damlar. Mağaradaki sarkıt ve dikitlerin İ.Ö. 20.000-15.000 yılları arasında meydana geldiği sanılmaktadır. Türkiye’nin turizme açılan ilk mağarasıdır.

Damlataş mağarası Alanya Kalesine çıkan yolun hemen sağında Cleopatra plajının yanıbaşında merkezi konumda ve her yere yürüme mesafesinde. İçeri girer girmez büyüleyici bir atmosferi var. Tur otobüslere denk geldiyseniz sakın girmeyin onların gitmesini bekleyin derim. İçerisi çok küçük izdiham oluyor ne girdiğiniz bir şey anlıyorsunuz, ne de gördüğünüzden. Damlataş Mağarası 1948 yılında, liman inşaatında kullanılacak taş için ocak açılması sırasında bulunmuştur. Mağara tarihi yarımadanın batı kıyısındadır. Mağaranın giriş kısmında 50 metrelik bir geçit vardır. Yüksekliği 15 metreyi bulan geçitten sonra silindirik bir boşluğa gelinir. Buradan, mağaranın tabanına iniliyor Yan kristalize kalker içinde bulunan mağaranın sarkıt ve dikitleri 15 bin yılda oluşmuştur. Mağaraya, sarkıtlardan damlamaya devam eden su damlaları nedeniyle Damlataş adı verilmiştir. Yerli ve yabancı turistlerin gözdesi Damlataş Mağarası, büyüleyici güzelliğinin yanı sıra astım hastalarına iyi gelen havasıyla da ünlüdür. Doktor kontrolünde, mağarada belli bir süre oturarak 21 günlük tedavi kürü uygulayan hastalar vardır. Mağaranın içindeki ısı yaz-kış 22 °C’dir. Nem %95, sabit basınç 760mm'dir. Mağaranın havasında yüzde 71 azot, yüzde 20,5 oksijen, onbinde 2,5 karbondioksit ve bir miktar radyoaktivite ile iyonlar bulunmaktadır. Otopark mevcut ama çok kalabalık oluyor ben gittiğimde otopark ücreti olarak 7 TL vermiştim.(2021) İçeriye girerken Müzekart geçmiyor. Giriş ücreti : Öğrenci 6 TL Yetişkin 12 TL Engelliler için Ücret alınmıyor. İyi gezmeler.

Teleferiğin karşısında, Alanya Kalesine çok yakın. Alanya kalesi, damlataş turunu ( şehir dışından gelip bu yerler görme niyetiniz varsa) aynı güne getirmek zaman açından karlı olacaktır. Sanırım girişi 12 veya 18 tl idi. Her ikisi de Damlataş Mağarası gibi "minik" biryer için yüksek bir ücret. Mağara güzel olmasına güzel fakat bahsettiğim gibi "minik" yani illa göreceğim diyorsanız görün aksi halde gerçekten bir mağara görmek istiyorsanız adres yine Alanya 'da bulunan Dim Mağarası olmalı. Yeterli araştırmayı yapıp gitmiş olsaydım, hiç gidip 12 yahut 18 tl vermezdim. Doğal güzelliklerimiz ve tarihimize sahip çıkılması gerektiğini düşündüğüm için bu tür gezileri yapıyorum fakat Damlataş için bu ücret fazla. Temizliği vb için 5 TL gibi bir fiyat oldukça makul olurdu. Mağara dışında haydi geldik hatıra birşey alalım diyeceğiniz biryer yok. Varda mağara ile alakası olmayan ürünler satıyorlar. Ben anlamadım. Biblo yap, magnet yap, toka yap, tabak yap yap yani birşeyler insanlar gitmişken doğru dürüst hatıra birşeyler alsın. Velhasıl illa mağara göreceğim diyorsanız gidin, Dim için vaktiniz yoksa ve Kaleyi ziyaret etmek için geldiyseniz düşünülebilir zira Alanya güzel fakat adım atsanız para istenilen biryer olarak kaldı benim aklımda. Aksi gibi benim bir şekilde iletişim kurduğum "genel satıcı profili" (restoran, mağaza vb) birçok turistik beldede karşımıza çıkan, zorla birşeyler aldırmaya çalışan veya tezat şekilde birşey sorsanız yüzünüze bakmayan sıkıntılı tipler değildi. Karşılaştıklarımın hepsi sempatik, güleryüzlü, yabancı gibi hissettirmeyen, hoşsohbet fakat lakayt olmayan kültürlü Türk insanı profilindeydi. Damlataş Mağarası'nın girişinde bulunan görevli de tam böyle biriydi. ( hatıra olarak mağaraya ait broşür istedim, yoktu bulup getirdi, bunu yapması gerekmiyordu. Başkası olsa döner suratını geçer, bu insanlıktır, tekrar teşekkür ederim)