Underground City

Eskiden insanların dusmandan korunmak icin dunya disi varliklara yaptirdiklari inanilmaz mimariye sahip dar soguk ve karanlik yuzlerce odadan oluşmuş harika bir yapit. Basil tasarlanmis aklim.almiyor.

Ben çok çok beğendim❗️ Kayseri, Ürgüp ve Göreme ye gelenler mutlaka görmeli. Kapalı alan korkusu olanlar İçin uyarı yapayım. Yerin altına doğru 8 katlı yeraltı şehrinin 4 katı ziyarete açık. Tarihi bir yer, heyecan verici. Biz ailece çok zevk aldık gezerken. Müze kartınız var ise iyi olur, yoksa maliyetli olur. Girişte arabanızı biraz uzak bir yere koymanızı tavsiye ederim, ücret ödemek istemiyorsanız. Hediyelik eşya alacak iseniz mutlaka birkaç yerden fiyat alın, yoksa ucuza aldım diye düşündürecek şekilde yanıltırlar sizi. Burası Kayseri esnafları ile dolu ? bu hissi ben yaşadım siz yaşamayın ?

İnanılmaz bir yer. İçine girdiğinizde vaktinde insanların burada nasıl kaybolmadan yaşadığını, nasıl dar geçitlerden zorlamadan geçebildiğini ve daha nice soruları sorgulamaya başlayacağınız ilginç bir yer. Yerin altına 6 katlı bir yaşam alanı yapılmış ve ben sadece 1 kat aşağıya inebildim. Bazı geçitler aşırı dar. Emekleyerek yürüdüm desem yalan olmaz. Çok karışık bir mimarisi var ve koybolmaya çok müsait yanınızda bir bilirkişi ile gezmeye özen gösterin. Kırmızı okları takip ederek çıkışa ulaşabilirsiniz ama bazı yerlerde ok işareti yok. Ben koyboldum ve kaybolduğumu farkettiğimde panik olmadım desem yalan olur. İçeride başkalarına rehperlik eden rehperler oluyor onlara sora sora çıkışı buldum.

Görülmesi gereken harika yerlerden bir tanesi.. Sadece bazı merdivenler çok dar. Panik atağı ya da solunum problemi olanlar için tehlikeli olabilir. Fakat sabrederim sorun değil diyorsanız mutlaka görmelisiniz. Sabah erken saatte giderseniz kalabalık olmuyor ve çok rahat gezebiliyorsunuz.

Müthiş bir deneyimdi. İlk kez bir yer altı şehrini ziyaret ettim. Kapalı alanlarda rahat edemiyorum. Yorumları okuyunca açıkçası çok tedirgin olarak girdim. Fakat beklediğim kadar zorlayıcı değildi. Zaten şaşkınlık ve hayranlık daha ağır basıyor. Giriş ve çıkış yollarını oklarla göstermeleri güzel. Yoksa kaybolmaya müsait bir yer olurdu. Işıklandırma yeterliydi hatta loş olması ayrı bir hava katmış. 1 Temmuz Cuma günü öğle saatlerinde gittik. Kalabalık değildi, ara ara turist grupları vardı. Müzekart ile giriş yapılıyor.

Kaymaklı yer altı şehrini ilk ziyaret edişim. Daha önce Derinkuyu, Özkonak ve gülşehründeki yeraltı şehrini gezmiştim. Birde burayı gezelim istedik ve gördüğüm kadarıyla Derinkuyu dan aşağı kalır yanı yok. Tüm katlar açılmamış olsada gezilmesi gerekli bir yer. Kısa bir gezi olsun ama gezdiğime değsin diyorsanız kesinlikle kaymaklı. Sonuçta hepsi yeraltı şehri birbirine benziyor diyenler vardır illaki ama heryerin kendine özgü bir yapısı var. Mesela buradaki aşağı inerken ki kısım daha rahat ama kilise kısmı daha ufak. Ama hepsininde birbirine benzediği doğru. İçerdeki kilit taşları, mutfak, ufak kilisesi ve şaraphaneleri ile bu insanları hurda ne yaşamaya zorladı diye düşünmeden edemedim. Yer altı şehirlerinin konumlarına baktıgım zaman birbirleri ile kesinlikle bağlantıları vardır diye düşünüyorum, ileri zamanlarda onlarında keşfedilmesini ve gezilebilir hale getirilmesini heyecanla bekliyorum.

İlk girecekler için kırmızı okları takip ederek aşağıya iniyorsunuz sonra mavi okları takip ederek yukarıya çıkıyorsunuz.Panik atak kapalı alan fobisi olan girmesin boyu 1.90 ve 2 m üstü içinde biraz problem olabilir.Çoğu yerde çömelerek onlarca metre ilerlemeniz gerekiyor.Yaz sıcagında içerisi serindi.Yerliden çok yabancı turist vardı.Müze kart almadan gelmeyin çünkü tek bilet fiyatları pahalı.Müzekartınız varsa ücretsiz girebilirsiniz.

Mutlaka gorulmesi gereken bir tarihsel olusum.. bunun bir adim otesi derinkuyu.. burada gercekten insanlarmi yasadi yasadiysa efsanevi olarak dusunuyorum cüceler mi vardi bilemiyorum.. bize anlatilan tarihsel bilgiler insanlarin yasadigi yonunde.. ama neden yeraltina indiler bilemiyorum.. bu yeraltinda o zamanki teknoloji ile karanlikta nasil yasadilar bambaska bir konu.. ama ince dusunulmus ve inşa edilmis.. kafamda deli sorular vardi gelirken.. simdi daha da fazlalasti.. bir cok tarihsel doneme ait iz olmasi gerekir ama bize kalan hristiyanlik donemi sadece.. oncesinde ki donemlerle ilgili bir iz yok.. ne bir kabartma ne bir resim ne bir fresk ne de bir iz.. sadece kayalar oyulurken kullanilan aletlere ait izler.. bildigimiz magara resimleri vs aksine.. gectigim tüneller koridorlar günümüz insan ebatlarina hic uygun degil.. daha ufak yapidaki insan yada canlilar icin tasarlanmis görünüyor.. yapilan sürgülü kapilar sadece icerden kapatilip acilabilecek sekilde tasarlanmis.. su anda ziyarete acik kisim sadece 4 kat.. ama bu kisim yapinin yaklasik yuzde beşini karsiliyor.. kisacasi gorulmesi gerek.. anlatmakla bitmeyecek.. gidin ve tarihe taniklik edin..

Glostrofobisi olan gitmesin. Yerin 8 kat altına inilen bir yer altı şehri. Ben 2. Katında panik atak geçirdiğim için çıktım çünkü daha 2. Kısımdan 3.kata inen mağara yolu tek kişilik dar uzun ve eğilerek inmek zorunda olduğunuz bir tünel yolu. Ve her katta bu yol daha da basık ve daralıyor muş. En son katın emekleyerek inildigi söyleniyor. Turistik gezilerinde toplu yapıldığını düşünürseniz girdiğiniz yoldan çıkma şansınız olmuyor. Canlı canlı tabuta girip toprağın üzerinize atılmış olması gibi bir hisse kapılıyor insan. Eger bu tarz korku , astim yada glosttofobiniz yoksa kesinlikle görülmesi gereken değişik bir atmosfer