Müze çok hoştu, yalnız girişte sürekli birşeylerden para koparmaya çalışan fırsatçılar için bir çözüm bulunması lazım. Üstelik "hayır" dediğimiz halde laftan anlamıyorlar. Kantin gibi bir kısım var, pek yeterli bir yer değil gibiydi. Kışın tenha iken gitmek daha mantıklı gibi, sadece yapı içerisinde taş odalar soğuk gelebilir. Çok uğraşılmış, emek harcanmış bir müze. Öğretmenler, şehit yakınları belli yaş sınırı üstü vs ücretsiz girişler var. Zaman ayırıp okuyarak gezmek gerekir. İçeride bazen kedi köpek tavuk tavus kuşu oluyor, izin veriliyorsa gelirken birşeyler getirilebilir. Müzenin yan tarafında caminin bitişiğinde imaret müzesi de var, işkngidişimizde farketmeyip orayı es geçmiştik.

Külliye II.Bayezit döneminde 1484-1488 yılları arasında Mimar Hayrettin tarafından yapılmıştır.Cami,medrese ve darüşsifa gibi bölümlerden oluşan külliye Tunca Nehri kıyısında kurulmuştur. Darüşşifada akıl hastalarına müzik ve su sesi ile tedavi yöntemleri uygulanmıştır. Evliya Çelebi Seyahatname de "Orada öyle bir darüşşifa vardır ki; dil ile anlatılamaz,kalem ile yazılamaz"demiştir.Giriş ücreti 15 TL olup.Öğretmen kartı ile ücretsiz giriş yapabilirsiniz.Tarihi mekanı tavsiye edebilirim.

II. Bayezid Külliyesi, Edirne'de tarihi külliye. İkinci başkent konumundaki Edirne'yi darüşşifaya kavuşturmak amacıyla Sultan II. Bayezid tarafından 1484-1488 yıllarında Mimar Hayreddin'e yaptırılmıştır Külliye Edirne şehir merkezine 2 km uzaklıkta Tunca Nehri kıyısında yer alır. Geniş bir alanı üzerine inşa edilen külliye; cami, imaret, mutfak, erzak ambarı, medrese, dârüşşifâ, değirmen, köprü ve hamamdan oluşmaktadır. 1653'te Edirne'ye gelen Evliya Çelebi külliyeyi ziyaret etmiş ve seyahatnamesinde külliyenin darüşşifası hakkında detaylı bilgiler vermiştir. II. Bayezid Külliyesi çeşitli zamanlarda Tunca Nehrinin taşması sonucunda büyük zarar görmüştür. Külliye ayrıca Balkan Savaşları sırasında da Edirne'nin en fazla zarar gören eserleri arasında yer almıştır. Camii dışındaki yapıları, Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından 1984 yılında Trakya Üniversitesi'ne devredilmiştir. Bir süre Trakya Üniversitesi Edirne Meslek Yüksekokulu'nun Restorasyon ve Duvar Süsleme Bölümleri burada eğitim öğretimini sürdürmüştür. İkinci Bayezid Camii, 20,55 m çapında tek bir kubbesi ve iki minaresi olan anıtsal bir yapıdır. Yanlarında dokuzar kubbeli, kapıları dış yöne açılan tabhane (kitap basımevi) bölümleri bulunur. Hünkâr mahfili mermerden ve oldukça zariftir, mihrap ve minber sade bir üslüpta yapılmıştır. Külliyenin içindeki Darüşşifa ve Tıp medresesi Sağlık Müzesi olarak hizmet verir.

Pandemiden önce de gitmiştim. İlk gittiğimde daha düzenli ve bakimliydi. Ayrıca bileti alıp turnikede görevliye verip geçiyordum. Bu sefer de başka bir ekiple beraber gittim. Bilet satılan yeri uzak bir yere koymuşlar. Turnike var ama görevlinin siz bilet alacaksınız dediği kişilere çalışıyor. Garip değil mi? Görevli ileride masada oturmuş turnikenin yanındaki kapıyı açmış. Bilet kontrolü istediğine soruyor ve külliyenin sahibi modunda. İş disiplini yok. Külliye ziyaret ve bakımsızlıktan dolayı deforme olmuş, bakıma ihtiyacı var.

Sifahane olarak duyduğum yer hakkında II. Bayezit zamaninda yapildigini biliyordum.baska da birsey bilmiyordum. İstanbul Buyukcekmeceden 2 saat gibi bir surede ulastim. Sifahane 15 ₺ giris ucreti giriste aliniyor. Ogretmen ucretsiz. Sanirim akademik personel de ucretsiz. Soldan geziye baslaniyor. Aşçılarin oldugu bolumde balmumu heykeller sizi karsiliyor ancak bu kismin temizligi ihmal edilmis. Firina ekmek suren heykel orumcek agiyla kaplanmisti. Arka bahce kismi ise tam facia karmasik bir oda var tuhaf... Cami kismi ortada... Girise gore solda sa sifahane kismi ve odalar var. Odalarda farkli tedavi uygulayan heykelleri gormenin yani sıra sifa icin gerekli listeler ile arac gerecleri de görebiliyorsunuz. İlk girdiğimde bir huzur kapladi. Dedim bu dinginlik ancak akil hastanesinde olur.. gercekten 1915 e kadar akil hastanesi olarak kullanılmış. İceride su sesi ve musiki sesi var hangi musiki neye iyi gelir yazmakta. Giriste hediyelik esyaci ve orta kisimda macuncu var. Bol agacli yesillikli sifahane gezilmeye deger Edirneye yolu düşen ugrasin derim. Ancak buralarin bakımı kimdeyse bir temizlik konusuna dikkat etsin bence...

Avrupa ve dünyanın pekcok ülkesinde ruh ve sinir hastalıkları bilinmezken, ruhsal hastalıkları olan insanlar ( Cadı ) oldukları gerekçesi ile vahşice öldürülürken, Osmanlı imparatorluğunun yaptırdığı bu Külliyede Ruh ve psikolojik hastalıklar su sesi ve müzik ile tedavi ediliyordu. Beyazid Külliyesi 2001 yılında avrupanin en iyi sağlık müzesi olarak ödül aldı. Bu unvanı halen koruyor. Karşısında küçük ve güzel bir dinlenme yeri, çay kahve meşrubat icilebilecek bir de park var. Beyazid külleyesi müze olarak 65 yaş üstü vatandaşlarımız ve öğrenciler için ücretsiz gezilebiliyor.

Uluslararası en iyi sağlık müzesi ödülünü almış bir yerdir 2. Bayezid Külliyesi. Zamanında Bizans'tan sonra da ruh sağlığı için kullanılmıştır. İçerisinde su sesi, çeşitli müzikler ve tıp alanında çeşitli yöntemler kullanılarak hastalar tedavi edilirmiş. Dünyada ilk kez çiçek aşısı da bu yerde bulunup geliştirilmiştir. Zamanın hem okulu, hem de hastaların tedavi merkezi olarak kullanılan yeri günümüzde ise çok güzel bir müze haline getirilmiştir. Zamanınız varsa muhakkak gidip görmenizi tavsiye ederim. Çünkü içinde dinlenip biraz doğaya kulak verince bile insan huzurla doluyor.

Külliye içinde 1488'den beri yer alan darüşşifa (hastane), 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'na kadar aralıksız 400 yıl boyunca önceleri her türlü hastaya; sonraları sadece ruh ve akıl hastalarına hizmet vermiş bir sağlık kuruluşudur. Geçmişte hastalarının müzik, su sesi ve güzel kokularla tedavi edildikleri bu tarihi mekân, 1997 yılından bu yana Trakya Üniversitesi tarafından sağlık müzesi olarak düzenlenmiş, 2000 yılında Darüşşifa'nın Şifahane kısmı Ruh Hastalarını Readaptasyon Derneği'nin katkılarıyla Psikiyatri Tarihi Müzesi haline getirilmiştir. Ayrıca Külliyenin bir parçası olan ve darüşşifanın yanında yer alan tıp medresesi de 2008 yılında müzenin 15. yüzyılda tıp eğitimini sergileyen bir bölümü olarak hizmete açılmıştır Müzede, hekimliğin gelişmesi ve değişik sağlık hizmetleri hakkında geniş bilgiler içeren pavyonlar bulunur. Şehrin turizm hayatına önemli bir katkısı vardır, Selimiye Camii’nin ardından Edirne’de en çok ziyaret edilen ikinci mekândır. 2018 yılında 270 bin 669 kişi tarafından ziyaret edildi. 2004 yılında Avrupa Konseyi Avrupa Müze Ödülünü, 2007 yılında ise Avrupa Kültür Mirası - Mükemmellik Kulübü En yi Sunum Ödülünü kazanmıştır

Edirne'de mutlaka ve mutlaka görülmesi gereken II.Bayezid Külliyesi, Osmanlı darüşşifasını günümüzde gerçek anlamda yaşatan tek müzedir. Sultan II.Bayezid tarafından 1488 yılında Edirne'de yaptırılan külliyenin içinde yer alan darüşşifa ve hemen bitişiğindeki müzikle tedaviyi de gösteren tıp medresesi, tarihimizin önemli bir eğitim ve sağlık kurumu olması açısından büyük önem taşımaktadır. Ulucami gibi muhteşem bir eserin bulunduğu Bursa'da yaşayan annem burayı gezdiğinde şu ifadeyi kullandı: "Camileri her yerde gezebilirim. Ama böyle tarihi bir sağlık kurumunu gezmek beni hepsinden daha çok memnun etti." Allah bu eseri bize bırakanlardan razı olsun.

Edirne'de görülmesi gereken yerlerden birisidir. Ülkemizde bulunan darüşşifalar içerisinde geçmişi, aslına uygun bir şekilde günümüze taşıyan bir müzeye dönüştürülerek müze aldığı uluslararası ödülleri hak etmektedir. Şifahanede hastaların musiki ile tedavi edildiğini öğrenmek, müzeyi gezerken de o müziği duymak etkileyici. Çeşitli canlandırmalarla o dönemin tedavi yöntemlerini ziyaretçilerine anlatan müze gezilmesi gereken yerlerden birisidir.

Edirnenin merkezin dişinda ama uzak değil 4 km felan. Genel yorumla dersen yaşam kompleksi eski zamanda. Okul hastahane cami vs gibi hepsi bi arada. Icerde odalarin bilgileri ve eski dönem mankenlerle gösterilmiş. Giriş ucreti 15 tl çocuk ücretsiz. Görülebilir yerlerden biri Edirnede.