Çok etkilenmiştim. İçerisindeki heykeller, ışıklandırma vs. çok güzeldi. Sarnıcın kokusu, üzerime su damlaması, fazla nem (ara ara bana oksijensiz kalmışım gibi hissettirse de) ortamın güzelliğinden mekandan çıkmak istemedim :)

*Müzekart geçerli değil. *Giriş ücreti sivil 50₺, öğrenci 20₺, yabancı turist 190₺. *Haritadaki konum çıkış kapısını gösteriyor, giriş kapısı Gülhane parkına inen tramvay yokuşunun yanında hemen. Giriş-çıkış arası yürüyerek 1 dk. *Giriş saatleri 09.00-19.00 arasında, Pazartesi kapalı sadece. *Toplu taşıma ile Sultanahmet tramvay durağında inip ulaşabilirsiniz. Marmaray ile Sirkeci durağı mesafesi yaklaşık 10dk. *İlk açıldığı için bekleme sırası uzayabilir, biz akşam 18.30 civarında 15dk sıra bekledik içeri girmek için. Sarnıç, uzunluğu 140 metre, genişliği 70 metre olan dikdörtgen biçiminde bir alanı kaplayan, dev bir yapıdır. Toplam 9.800 m2 alanı kaplayan bu sarnıç, yaklaşık 100.000 ton su depolama kapasitesine sahiptir. 52 basamaklı taş bir merdivenle inilen bu sarnıcın içerisinde her biri 9 metre yüksekliğinde 336 sütun bulunmaktadır. Birbirine 4.80 metre aralıklarla dikilen bu sütunlar, her biri 28 sütun içeren 12 sıra meydana getirirler. Çoğunluğu daha eski yapılardan toplandığı anlaşılan ve çeşitli mermer cinslerinden yontulmuş sütunların büyük bir kısmı tek parçadan, bir kısmı da iki parçadan oluşmaktadır. Bu sütunların başlıkları, yer yer farklı özellikler taşır.

Favori tarihi mekanlarımızdan biri olan Yerebatan nihayet açıldı. Memleketimin restorasyon facialarından sonra asla gidesim yoktu ancak şaşırtıcı şekilde çok övdüler. Gidip görmek şart oldu. Şanslıyım belki bilmiyorum 13:08de kuyruğa girdim ve yaklaşık 100 kişi olmasına rağmen hızlı ilerledi ve 13:25te içerideydim. Öğrenci kartınızı gösterip 20 liraya, normal yurdum insanı olarak 50 liraya, yabancı turist olarak da 190 liraya giriş yapıyorsunuz. Akşam 7ye kadar açık. Girişte yönlendirme ve turnike geçişi hızlı. Çünkü turnike henüz tam olarak kurulmamış. 2 genç biletleri yırtıp içeri alıyor sizi. Bilet satışı da girişin önünde olunca hafif bir kaos ortamı var ama yine de çabuk işlem yapıldı. Nasıl oldu bilmiyorum ama o rutubet kaynaklı (sanırım) kötü koku yok edilmiş. İlk dikkatimi çeken bu oldu. Neredeyse 2 saat içeride kaldım ama daha önceki gibi başım ağrımadı. Demir korkuluklar güzel ancak cam vb koruma gerek yanlardan. Çocuk ve bir sürü şey suya düşebilir. Ara sıra ışıklar kapatılıp açılıyor ve zifiri karanlık oluyor. Herkes telefon ışığında yürümeye çalışıyor ki bu da tehlikeli bir durum. Platform kenarında LED vb ışıklandırma şart. Ne broşür ne de sitede, her saat başı yapılan ses ve ışık gösterisi bilgisi yok. Hızlıca bakıp çıkanlar bunu kaçırıyor. Saat başında mutlaka orada olun. Bu konuda harika hazırlanan belediye, gösterim kısmını en kötü yere yapmış gibi. Daha müsait alan varken, insanların yığılacağı ve geçişi engelleyen koridor karşısına yansıtılmış. Mekanla pek alakası olmayan heykeller ise sanata katkı sağlamak için sanırım. Medusa başı ise korumasız bırakılmış. İçeride kamera ve güvenlik görevlisi sayısı ise yok denecek kadar az. Çıkış merdivenleri de mutlaka aydınlatılmalı, düşen çok olur. Umarım ilerleyen zamanlarda düzelir. Fakat şu haliyle de genel olarak beni çok mutlu etti. Böylesi çalışmalar artmalı kesinlikle.

Sıradan korkup geri dönmeyin, passo üzerinden o an online bilet alıp hiç beklemeden girebilirsiniz. 5 lira daha pahalı online biletler (normalde biletler tam 50 indirimli 20 yabancı 190 TL) İceri girince her yarım saatte bir başlatılan ışık gösterilerinden önce bir duyuru yapılması gerektiğini düşünüyorum. Işıklar birden kararıyor, bağrışan çocuklar telefonun fenerlerini açmak için heyecan içinde bekleyen ziyaretçiler zaten kaotik bir girişten sonra ortamı iyice çılgınlığa sürüklüyor. Sonra her bir adımda fotoğraf, selfie çekilmesi yürüyüşü zorlaştırıyor. Ya belli sayıda ziyaretçi alınarak yığılma engellenmeli ya da selfie noktaları oluşturulmalı. Her bir sütünü elleyerek nemini kontrol eden abiler, her sütun önünde en iyi pozu vermek adına 336 sütun önünde en az 5 fotoğraf çekilen genç kızlarımız derken sıradan bir ziyaret 2 saate mâl oluyor ki etrafına dikkat etme şansın insanlardan kaçmaya odaklandığın için çok da mümkün olmuyor.

İstanbul'un kadim zamanlarından, 1.500 yıllık bir miras olan sarnıcı, restorasyon çalışmalarından sonra ilk defa gezdik. Sütunlar, yüzyılın kirinden arınmış, üzerindeki desenler, taşıma sırasındaki izler meydana çıkmış. Yürüyüş için zeminin hemen üzerinde başlayan platform çok iyi düşünülmüş. Eskiden uzaktan izlemeye imkan tanıyan ve mekandan ayrı olduğu belli olan tahta platformdan sonra bu düzenleme ile mekanın hemen her noktasına yakından ulaşma, gözlem yapma imkanı tanıyor. Işık gösterisi olarak düşünülen uygulama bana lüzumsuz geldi. Zira bir süre mekan tamamen karanlıkta kalıyor. Sonra zayıf bir ışıkla yavaş yavaş değişen tonlarda devam ediyor. Bence özel etkinlik dışında rutin uygulamada ziyaretçilerin gözlemlerini olumsuz etkiliyor. Tam 50 TL, öğrenci - öğretmen indirimli 20 TL bilet ücreti var. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Böylesi kıymetli bir mirasa sahip çıkmayı önemsiyorum.

Burası için sakin bir gün yok. Her zaman sıra oluyor ama biletinizi Passo’dan online alırsanız ya da sıraya girdiğiniz yerdeki yönergeden karekod okuyarak hızlıca edinirseniz uzun kuyruklar beklemeden içeri girebilirsiniz.Girişte ilerde sağda büyük yansıtıcıları fark edeceksiniz. Saat başı burada 5 dakika süren bir görsel oluyor. Biz içeri 11:10 gibi girdik sarnıcı fotoğraf çekerek 40 dakikada turladık ve platformlardan geri giderek gösteri yapılacak yerde bekledik. Kimse bilmediğinden gösteri başladığında ziyaretçilerde şaşkınlık oldu. Eğer önceden bilgimiz olmasaydı biz de sarnıcı gezip çıkmıştık. Platformlar eskiye göre daha kullanışlı fakat bazılarında boşluklar var ve küçük çocuklar için tehlikeli olabilir. Bazen karanlığı fark ettirmek için ışıkları tamamen kapatıyorlar ama cep telefonu ışıklarını açanlarla o karanlık azalıyor. Işıklandırma ve havalandırma çok başarılı. Tüm sarnıcı keyifle gezip çıkabiliyorsunuz ama bazı noktalarda bazı ışıklandırma için sabırla beklemek gerekiyor. Medusa başı bunlardan biri. Ayak izlerinin olduğu yapıt ise ışıklandırma konusunda başarısız maalesef. Restorasyon çok başarılı olmuş. İstanbul daha da değerli bu sarnıç sayesinde.

Olağanüstü muhteşem güzellikteki yerebatan sarnicinin kiymetini belirtmeye gerek yok.Daha öncede ziyaret ettiğim çok etkileyici tarihi bir mekan.Ancak son restorasyonla yapilan ışık ve provizyon gösterileri ile işte şimdi oldu,bu muhtesem mekan hakettiği değeri işte şimdi buldu diyeceksiniz.Muhteşem bir kalabalik oluyor,online bilet almanizi kesinlikle tavsiye ediyorum.Çok sıra beklemek zorunda kalabilirsiniz.Yerbatan sarnicinin restorasyonunda emeği geçen herkesi kutluyorum,muhteşem bir emek olmuş.Küçük bir uyari maiyetinde sadece şunu söyleyebilirim ki genelde gezerken de çogu ziyaretçiden de duyduğum için belirtmek durumundayım.Mekanda ışıklandirmalar led aydinlatmalar ve ışık oyunları muhteşem ancak mekan bazen uzun sureli denilebilecek kadar karanlikta kaliyor,elektrik kesintisimi oldu acaba hissiyati olusturuyor.Led aydınlatmaların süreleri yanma yada karanlikta kalma süreleri ile ilgili sikintinin çözülmesinde fayda var.Ama son halini muhakkak gidip görmenizi tavsiye ederim.

Haftaiçi gitmiş olsam da kapının önünde bir km kuyruk vardı ancak bileti online olmayanların oluşturduğu bir kuyruktu. O sırada ne kadar sürede size sıra gelir bilemiyorum. Belki bir saat. Online sırasında hiç beklemeden içeri girdik. İçerisi oldukça kalabalıktı. Aydınlatma çok güzel ve yeterli ancak ara sara ışıklar sönüyor ve bu kalabalıkta tehlikeli oluyor. Kısa bir film gösterimi yapıldı. Tek bir duvara yansıtıldığı için o bölgeye kalabalıktan yaklaşıp izleyemedik. Yaklaştığımız koordinatta da sütunlardan izleyemedik. Başka duvarlarda da yansıtılarak herkesin bir noktaya toplanması engellenebilir. Ve gösterimden önce anons geçilebilir. Gezerken fotoğraf çekimi ve rehberli gruplardan yürünen yol tıkanıyor yer yer. İçerideki sanat eserleriyle ilgili açıklamalar var. Ama Medusa heykelinin yanında bir bilgilendirme yoktu. Etrafında özel bir korunak da olmalıydı. Yine farklı bir sütüna sadece ışıklandırmayla dikkat çekilmiş. Onun da etrafında bir bilgilendirme yoktu. Yeni hali eskisinden çok daha güzel olmuş ancak benim başım döndü kalabalıktan ve zamansız karanlıktan. Bu yüzden kulaklıkla bir yandan sesli anlatım dinlemek benim için hayal oldu. Yeni açıldığı için yoğun ilgi var. Bunu tahmin ederek boş vaktimiz olduğu için gittik biz. Ama siz yine de sabırsızsanız bir an önce gidip görebilirsiniz.

Girişte çok sıra vardı, ancak makul bir hızda ilerliyor. Sıra çok demeyin, deneyin. Ayrıca sıranın başında karekod olan tabelalar var, eğer 5 lira fazla verip online bilet alırsanız ayrı bir sıradan hemen girebiliyorsunuz, biz bunu sırayı bekleyip artık girişe çok yaklaştığımızda fark ettik. İçerisi güzel, ancak bence ışıklandırma çok iyi olmamış. Işkklar sabit değil, suyun içine oraya buraya sonradan eklenen sanat eserlerinde bile sabit ışık yok, sürekli ışıklar dans ediyor, kısım kısım yanıp sönerek ilerliyor, bazen komple sönüyor, bir anda herkes durmak zorunda kalıyor çünkü zifiri karanlık oluyor. Belki o halini de tecrübe ettirebilmek için yapılmıştır ama bazı kısımlarsa korkuluk olmadığı için biranda sönünce herkes duruyor, hemen telefonlardan ışıklar fenerler açılıyor. Tam bir koridoru ya da sudaki sanat eserini fotoğraflamak isterken biranda komple ışıklar sönüyor, herkes tekrar yanmasını bekliyor, çünkü bazı durumlarda flaşın yetmeyeceği uzaklıkta oluyor sahne. Bu nedenle tam orda bir kalabalık birikiyor bu sefer, herkes tekrar sahneyi yakalayabilmek için orda sabit duruyor, bu sefer izdiham oluyor o noktada. Hatta bir noktada biz de baya bekledik ama o kısım baya bi aydınlanmayınca fotoğraflamaktan vazgeçip gezmeye devam ettik. En azında. Etraftaki sanat eserlerine sabit ışıklandırmalar yapılabilirdi. Ama ortamın size hissettirdiği şeyler yine de çok güzel.

İlk kez geldim çok sıra vardı kapı önünde QR kod vardı online bilet için hemen oradan satın alıp hiç sıra beklemeden direkt içeri girdim. İnanılmaz derecede beğendim. Sütunların güzelliği beni benden aldı resmen o kadar muazzam bir yapı görmeniz o havayı yaşamalısınız. Unutamayacağım yerlerden biri Yerebatan Sarnıcı. Işıklar her ne kadar görsel şölen sunmaya çalışsa da tamamen kararması ortamın kapkaranlık olmasına neden oluyor. Ayrıca amber rengi de yansa renk geçişlerinde daha şık olur. Birde hoş bir huzur verici müzik de çalsa sanki ortamın gürültüsünü dinlemektense daha iyi olabilir. Tarihi bilgisi : Yerebatan Sarnıcı'nda Medusa başlı iki sütun kaidesinden biri. Medusa başı ters durmaktadır Ayasofya'nın güneybatısında, Soğukçeşme Sokağı'ndadır. Suyun içinden yükselen pek çok mermer sütun nedeniyle halk arasında Yerebatan Sarayı olarak isimlendirilmektedir. Sarnıcın üzerinde daha önce bir bazilika bulunmasından ötürü, Bazilika Sarnıcı olarak da adlandırılır.[2] Bizans imparatoru I. Justinianus tarafından yaptırılan sarnıç, şehrin birinci ve ikinci tepeleri arasındaki bölgelerin su ihtiyacını karşılayan Hadrianus su yollarına bağlanmıştı. İstanbul'un Osmanlılar tarafından fethinden sonra Sarayburnu ve Bahçe Kapısı civarına su dağıtım merkezi olarak hizmet sundu; Osmanlılar'ın şehirde kendi su tesislerini kurmasından sonra kullanılmasa da merkezinde olduğu mahalleyi temsil eden fiziksel bir simge durumuna geldi; ismi saraya, sadrazamın ahırlarına, caddeye ve mahalleye verildi. Sarnıcın, geçmişte üzerinde bulunduğu düşünüleni Basilika Stoa adlı anıtsal yapının ve bölgenin su ihtiyacını karşılamak için yapıldığı tahmin edilir. Yaklaşık 100.000 ton su depolama kapasitesine sahiptir.