Tükenmeyen enerjilerle elektrik üretiminin yapıldığını görmek, yaşanabilir bir dünya ve bozulmayan ekosistemler adina (ne yazık ki kuş ölumleri engellenemiyor) ne denli sevindirici uygulamalar, anlatamam. Bozcaada'nın sakin, dingin, doğasever yapısi ile birleşince tertemiz bir doğal ortam çıkıveriyor ortaya...

44 metrelik 17 adet rüzgar gülünden oluşan bu santral 2000 yılının haziran ayında faaliyete geçmiştir. Adanın en batı ucunda yer alan bu santralin kapsına kadar gelebiliyorsunuz fakat daha ileri gidemiyorsunuz çünkü oradaki görevliler buna izin vermiyor. Türkiye'de kurulan 3. Rüzgar Enerjisi Santralı'dır ve 30 bin kişinin ekektrik ihtiyacını karşılamaktadır. Güneşin batışının izlendiği yere ise bu rüzgar güllerinin oradan sola doğru giderek ulaşılıyor.

Ege'de geziyorsanız rüzgar güllerini her yerde görmüşsünüzdür. Fakat Bozcaada da bu güller harika bir manzara doğru konumlandırılmış. Ada ile ilgili araştırma yaparken gördüğüm fotolar beni buraya getird. 4x4 araç ile biraz zorlandım giderken en azında benim gittiğim yerlere araçla gitmeyi denemeyin saplanabilirsiniz. 2000 yılında faaliyete geçti ve ilk kurulan santrallerden biri. 44 metrelik bu koça çınarlardan tam 17 adet var tabi yanlış saymadıysam.

Rüzgar güllerinin manzaraya en çok yakıştığı yer burası. Adeta ortama şiirsellik katıyor.

Polente fenerine oldukça yakın bir konumda bulunan yaklaşık 17 adet rüzgar enerjisi tribünü içeren bir enerji tesisi. Girişler yasak, polente fenerine çıkarsanız rüzgar enerjilerini görmek mümkün. Ada elektriğinin ana kaynağı burasi.