1413 yılında, Çelebi Mehmet’in emirlerinden Yakup Paşa yaptırmıştır. Bugün cami olarak kullanılan yapı esas olarak bir Halveti Tekkesi’dir. Tekke, mescid ve çilehane hücrelerinden oluşur. Binanın batı girişinin batı yanında ise muhtemelen türbe olduğu sanılan yapı bulunmaktadır. Binanın beden duvarları, araları kırmızı harçla doldurulmuş moloz taşlardan örülmüştür. Bu taş örgüsünü yatay biçimde örülmüş ikişer sıralı tuğla hatlar destekler. Camiye kesme taştan büyük eyvanlı bir kapıdan girilir. Kapı yay kemerlidir. İçeriyi aydınlatan pencerelerse mermer çerçeveli ve tuğla kemerlidir. İç mekana batı kapısından girilince, sağda mescid ve küçük geçitlerle ulaşılan halvet (çile) odaları; solda ise türbe ve tekke bulunur. Cami ve tekkeyi büyük birer kubbe örter. 1939 depreminden büyük zarar gören Çilehane 1964 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından onarılmıştır

Güzel temiz pırıl pırıl Ferah bir cami feyiz ve muhabbeti bol Diğer Amasya camilerinde olduğu gibi içinde yatırır var Şeyh Abdullah Efendi Tadilata girdikten sonra bazı yenilikler değişiklikler yapılmış mesela şeyhin evinin olduğu kısım değiştirilerek sıcak Güney cephe olması nedeniyle kış Camisi kış Mescidi olarak planlanmış Eskiden klasik amasya evlerini hatırlatan şöminesi gömme dolapları olan bir mekandı, Bence restorasyonda bu özelliği dikkat edilmesi gerekirdi Diğer Amasya camilerinde olduğu gibi engellilerin ulaşamayacağı veya ulaşması zor olan camilerden bir engelli kişiye gidip abdestini alıp camiye ulaşması Tabii ortopedik engelli dan bahsediyorum oldukça zor bir durum fotoğraflar ve videoları görünce hak vereceksiniz Diyanet ve müftülük ler bu konuda düzenleme yapmaları lazım Çilhane Camisi'nde insanlar Dervişler itikafa girerlermiş Erbay'ın denilen ibadeti yaparlarmış muhabbeti bol Bu yüzden Eskiden bahçesi Gül fidanları ile dolu idi şu anda Gülleri göremedim sanıyorum yazın tekrar ekecekler. Yakup Paşa Camii'nin ön tarafında yola yakın kısımda Türbesi var bu Camii gezmeye geldiğinizde hemen aşağısında bulunan Şeyh hamdullah Baba türbesini de gezmeye Fatiha okumayı Yasin Kur'an okumayı Selam vermeyi ihmal etmeyin Hemen üst tarafında da pirler var burası güzel hoşuma giden Amasya'nın orjinal mahallelerinden bir yer.

Hem cami hem çilehane, Amasya gezilerinde kesinlikle gidilmesi gereken bir yer, küçük çile odaları ve atmosferi mükemmel.

1413 yılında, Çelebi Mehmet’in emirlerinden Yakup Paşa yaptırmıştır. Bugün cami olarak kullanılan yapı esas olarak bir Halveti Tekkesi’dir. Tekke, mescid ve çilehane hücrelerinden oluşur. Binanın beden duvarları, araları kırmızı harçla doldurulmuş moloz taşlardan örülmüştür. Bu taş örgüsünü yatay biçimde örülmüş ikişer sıralı tuğla hatlar destekler. Camiye kesme taştan büyük eyvanlı bir kapıdan girilir. Kapı yay kemerlidir. İçeriyi aydınlatan pencerelerse mermer çerçeveli ve tuğla kemerlidir. İç mekana batı kapısından girilince, sağda mescid ve küçük geçitlerle ulaşılan halvet (çile) odaları; solda ise türbe ve tekke bulunur. Cami ve tekkeyi büyük birer kubbe örter. 1939 depreminden büyük zarar gören Çilehane 1964 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından onarılmıştır.

Amasya merkeze çok yakın Ulaşımı çok kolay. Osmanlı emirlerinden Yakup Paşa tarafından 1413 yaptırılmış mükemmel bir eser. Caminin içinde çilehaneler bulunuyor. Şeyh Abdurrahman Türbesi cami içinde ayrı bir bölümde bulunuyor. Yakup Paşanın Türbesi dışarı da ayrı bir bölümde bulunuyor.

Roma ve daha eski dönemlerde saray olarak kullanılan bir tepe üzerine yapılan çilehane cami içerisindeki küçük hücrelerden adını alır. Bu hücreler tasavvuf ve dini olarak dünyadan belirli bir süre uzaklaşıp inzivaya çekilme yeri olarak kullanılmıştır.

Zaviye iken camiye dönüşmüş bir yapı. İçerisinde ders salonu, çile odaları ve mescit varmış eskiden, şimdi bu alanlar tamamen mescit ve itikâf odalarına dönüştürülmüş durumda. Açıkçası ilk defa bu formda bir mescit gördüm ve çok etkilendim. Mutlaka ziyaret edilmeli.