Karahantepe ya da Karahan Tepe, Türkiye'nin Şanlıurfa ilinde yer alan arkeolojik sittir. Şehir merkezine 46 km uzaklıkta olan Karahantepe, 1997'de keşfedildi. Neolitik dönemden kaldığı düşünülen 250 dikilitaşın bulunduğu alanda ilk kazı çalışmaları Eylül 2019'da başladı. Kaynak: Vikipedi

1997 yılında kazı çalışmalarına başlanılmış. Bir rehber size eşlik ediyor ve kazı çalışmalarına da katılıyormuş.Göbeklitepe ile benzer dönemlerde olduğu düşünülmektedir .göbeklitepe buradan çıkarılan eserlerle daha da aydınlanacak diye belirtti rehberimiz. sırtında leopar taşıyan insan heykeli ortaya çıkarılmış.Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi’nde sergileniyormuş. bir insan başı yer alıyor . dudak ve yüz yapısı ile Aborjinleri andırıldığı belirtildi. Boyun kısmı bir yılanı andırır biçimde kayadan çıkan başta bir erkek de betimlenmiş. Yapıda ana kaya oyularak şekiller oluşturulmuş. Orta kısımda da ritüeller, kutlamalar yapıldığı düşünülüyor. Odalar arasında geçiş olduğu ve bir kapıdan girip diğer kapıdan çıkarken aynı insan olmadığınız anlatılıyormuş . Göbeklitepe de daha çok hayvan figürü varken burada insan yüzü ve sırtında leopar taşıyan insan heykeli ile böyle bir iklimde leopar türü hayvanlar olması insanı bir nebze düşünmeye sevk ediyor. Tarihe ışık tutacak daha fazla bilgi için birkaç yıl daha beklememiz gerekecek. Birçok tepe var ve kazılar sürmekte. Girişler ücretsiz ve mini bir kafesi ve wc si girişte mevcut.

karhantepe yerleşim yeri, şanlıurfa'nın 63 km doğusundaki tektek dağlarında bulunan neolitik yerleşim yeri. (aynı zamanda güllüoğlunun baklavalarına koydukları tereyağ da bu dağda otlatılan hayvanlardan elde ediliyormuş. bunun konumuzla bir ilgisi yok.) bu bölgenin günümüzde haritalarda herhangi bir ismi olmadığından yakınındaki bir tepe olan 'karhan tepe'nin adı verilmiştir. bu arada neolitik deyince çok yabancı geliyor. bu bildiğimiz cilalı taş devriymiş. bölge, dağlarla değil de yüksek tepelerle çevrili bir bölge. bölgede kireçtaşı mevcut fakat bazalt taşı yerleşim yerinin 15 km kuzeyinde bulunuyor. çakmaktaşlarının muhtemelen kireçtaşı nodüllerinden elde edildiği düşünülüyor. karhan tepe harabeleri 325.000 metrekarelik bir alanı kapsıyor. doğudaki tarım arazisi dışındaki kısımlar neredeyse tamamen sütunlarla kaplı. bu sütunlar yerden 50 - 60cm yükseklikte ve hala ayaktalar. aralarında 1.5 - 2 metre mesafe var. bu 't' şeklindeki sütunlar nevalı çori, hamzan tepe ve göbeklitepede üst katmanda bulunan sütunlar ile benzerlik gösteriyor. yer yer sütunların yakınlarında neolitik duvarların köşeleri ve üst kısımları, 30cm çapında ve 10-15 cm derinlikte anakayaya kazılmış havuzlar açıkça görülebiliyor. bunlar göbeklitepe ve hamzan tepe'deki bulgulardan biliniyor. define avcıları yüzünden kısmen zarar görmüş iki sütundan birinde en az 70cm boyunda yuvarlak kafalı ve dalgalı vücudu olan bir yılan kabartması var. yakınında merdiven örnekleri bulunan kaya platformunda 40x70cm derinlikte muhtemelen sütun yuvası olan delikler var. buranın seramoni bölgesi olduğu düşünülüyor. buradaki yılan kabartması göbeklitepede bulunanlardan farklı boyutta. daha çok suriyedeki 'jerf el ahmar' (m.ö. 9600 - 8500) yerleşim yerinde bulunanlara benziyor. yılan sütunu 130x50x30cm boyutlarında. göbeklitepedeki aslan sütunlarıyla neredeyse aynı boyuttalar. bölgede çömlek yok fakat çakıltaşlarından aletler, taş borazanlar, hayvan kemikleri, küçük baltalar, bazalt bileğitaşları, kireçtaşından leğen ve oyulmuş taştan bir tas bulunmuş. meraklıları için eski bir makaleden alıntıdır. ayrıntılı bilgi için bkz. kaynak (ingilizce)

Kesinlikle ziyaret edilmesi gereken bir alan. T şeklindeki sütunlarin çoğu henüz ortaya çıkarılmamış. Barındırdığı zenginlik insanı büyülüyor. Projede çalışan herkese başarılar ve kolaylıklar dilerim. Yolda internet çekmiyor ve yol asfalt değil. Yön tabelaları da yeterli değil. Gps ile yolumuzu bulduk. Tam tepeye kadar araba gitmiyor, bir 100-200m yokuş çıkmak gerekiyor. Kesinlikle değdi.

Çok uzak! İki yol var biri Mardin tarafından gelen anayoldan ayrılan ve sonrasında beyaz beton bir yola dönüşen sağlam yol. Diğeri iki şerit asfalt ancak anayoldan son 7 kilometresi stabilizeden bile kötü bir yol. Telefon belli tepelerde çekiyor. Harita/Navigasyon derdiniz varsa mutlaka bölge haritasını çevrimdışı indirip öyle gelin zira telefon Çek mi yor… Yere gelelim… Müthiş bir duygu ve ruh hali yaratıyor öncelikle. Bir yer bilimci olarak gezdiğimde en az iki tepenin rahat açılmadı gerektiğini söyleyebilirim. Yerel ekipten biriyle sohbet etme fırsatı buldum. En az 200 yıl kazı yapılacak kader bir alandan bahsettiklerini söyledi. Nasıl bulunduğu ise daha ilginç. Köylüler burayı eski bir mezarlık zannetmiş senelerce ve en son 1997 yılında Harran Üniversitesi’ne sormuşlar. Üniversite yer altı incelemelerini yaptığında ise ortalık birbirine girmiş. 2019 yılında kazılar İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ tarafından yürütülmeye başlamış. Kazılar öğrenciler tarafından yapılıyor ve sömestr dışında olması gerektiği için sadece Ağustos ve Eylül aylarında kazı çalışmaları sürdürülebiliyor. Yerel halktan iş gücü desteği var ancak yeterli değil. Kazı ekibi her sabah 4’te kalkıyor ve 50 km yol yapıp alana ulaşıyor ve sıcaklık sebebiyle (hissedilen 50 derece) kazılar öğle 1 gibi tamamlanıyor ve yeniden ekip 50 km yol yapıyorlar. Ben ziyaret ettiğimde bir İngiliz taksi tutup İngiltere’den buraya gelmiş ziyaret için. Bir o bir ben bir de izin gününde bizi bekleyen bir çalışan. Kendimi burayı bu kadar erken gördüğüm için şanslı hissediyorum.