Yol üstü kolay ulaşımı olan güzel tasarımlı bir türbe. Görülmeli.

Burası bir Nakşibendî Tekkesidir. Kethüdâzâde Arif efendi burada şeyh odasında, 1830'larda, oturur idi, ozamanki dergahın şeyhi Şeyh Rıfkı Efendiyi ziyaret ederdi. Şeyh Rıfkı Efendi'den sonra yerine şey geçti, Mahmud Efendi, bu adamcağız Beşiktaştaki Neccarzâde Dergahı'nda Şeyh Vekîli iken, şeyhin ölümünden sonra kendi başına iş yaparak dergahın şeyhliğine kalkışmış, Vefat eden şeyhin aktabasından bir hanımefendi ortalığı gürültüye vermiş bu nasıl olur diye. Hatta kethüdazade Arif Efendi, bu Ahmet Buharî Dergahında, şeyh odasında, Şeyh Rıfkı Efendi ile beraber otururlar iken, bu hanımın yaydığı dedikodu "Arif Efendi de şeyhliğini tasdik etmiş Mahmud Efendi'nin" sözü orda geçmiş, cevabında Arif Efendi demiş ki " Hanım böyle demiş, ben hiç erenlerin işine karışırmıyım? Erenler kimi isterlerse getirirler". Sonra nasıl olduysa Ahmet Buhârî dergahın şeyhi Rıfkı Efendinin vefatından sonra yerine bu eski şeyh vekili Mahmud Efendi geçmiş. Sonradan Mahmud Efendi Allahın rızasına uygun davranmış mı? Onu bilemem işte.

Yol kenarında bir türbe.Arkada restore edilmiş bina var.Kasav vakfı tarafından düzenleme yapılmış.

Yol kenarında bulunan eski bir türbe. Güzel ve hoş bir yapı.

Haliç sahilden unkapına dönen köşede ara sokakta tarihi türbe içinde başka müştemilatta var çok merkezi bir noktada uğradığımızda kapalı olduğu için dışarıdan dua ettik.