Tipik bir Selçuklu yapıtı. Kapısındaki taş işlemeciliği harika

Klâsik Selçuklu mimarisi ve biraz olsun semerkand buhara esintileri.

Harika, tarihi bir dönüm noktası ve yanında restoran ve kafeler var.

Neden kapalı olduğunu bilmiyorum. Ama sadece dış kapısından bile güzel gözüküyor.

Açık avlulu Medrese olarak 1242 yılında fıkıh (İslam hukuku) dersleri vermek için yapılmış. Alaaddin tepesinin yakınlarında yer alıyor. Dışarıdan içeri bakılınca öyle güzel görünüyor ki, parmaklıklar ardından bakmak biraz canımı sıktı. Ancak yine de görmek güzel tabii. Umarım iyi bir restorasyon sürecinden sonra ziyarete açılabilir. Bir daha Konya’ya yolum düşer mi bilmem ama 13. yy’dan kalma bir yapının kilitli kapılar ardında kalmadığını bilmek beni memnun eder.

Ne yazık ki kilitli olduğundan göremedim... Ancak gezdigimiz diğer medreselere benzer olduğunu düşünüyorum... Umarım aslına uygun bir şekilde düzenlenip insanlarin görmesi nasip olur...

Böyle bir tarihi kıymeti olan medresenin kapalı tutulması büyük saygısızlık. İçeriye bakılırsa terk edilmiş olduğu besbelli. Yerlerden otlar çıkmaya başlamış. Ne kadar bir süredir kapalıysa artık. Kısa zamanda açılması ümidiyle.

Günümüzde sanırım başka bir kuruma ait ve onlar kullandığı için gezilemiyor. Bulunduğu mevki merkezde, kapının ardından bakabiliyorsunuz. Bir çok çini var fakat çoğu günümüze ulaşamamış.

Şuan kapalı ne yazık ki. Etrafinda suriyeliler var sanırım o ara sokaklarda kalıyorlar küçük suriye olmuş burası. Açık olsada araba bırakılmaz yakınına. Yoldan gecerken resim ancak cekebildim.

İçeri giriş yoktu, dışından bakabildik. Duvar üzerinde işlemeler yarı yarıya dökülmüş görünüyordu.

İçeri giriş yoktu, dışından bakabildik. Duvar üzerinde işlemeler yarı yarıya dökülmüş görünüyordu.

İsmini çini süslemelerinden alan Sırçalı Medrese, plan düzeni, taş işçiliği ve tezyinat özellikleriyle Anadolu Selçuklu sanatının en gösterişli yapılarından biridir. Taç kapısındaki kitabeye göre 1242 yılında Selçuklu Emiri Bedreddin Muslih tarafından yaptırılmıştır. Ana eyvandaki çini kitabede ustasının mimar Muhammed b. Muhammed et-Tusi olduğu belirtilmiştir. Gittiğimizde kapalı idi ancak güvenlikteki arkadaş bizi kırmayıp bir kaç resim çekmemize müsaade etti.İçerisindeki çiniler ve süslemeler müthiş..