Surp Karabet Kilisesi
4.4
Puan
Rehber Bul
Burayı keşfetmek için rehber bulun.
Surp Karabet Kilisesi Gümüşhane bulunan Dini Yerler 'den biridir. Bu sayfa Surp Karabet Kilisesi hakkında bilgi vermek amacıyla YerelBot tarafından otomatik olarak oluşturulmuştur. En kısa sürede Yerel Rehber ekibimiz tarafında güncellenecek ve daha detaylı bilgi paylaşılacaktır. Surp Karabet Kilisesi hakkında daha fazla bilgi almak için bu sayfayı yakında tekrar ziyaret edin. Yerel Rehberlerin Surp Karabet Kilisesi düşüncelerini okumak için yorumlar bölümüne bakabilirsiniz. Gümüşhane Bölgesinden daha fazla gezilecek yer keşfetmek için Gümüşhane sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.
Bu sayfadaki bilgileri güncellemek için Yerel Rehber başvurusu yapabilirsin.
Yerel Rehber olmak için iletişim sayfasından bize ulaşabilirsiniz.
Bu sayfadaki bilgileri güncellemek için Yerel Rehber başvurusu yapabilirsin.
Yerel Rehber olmak için iletişim sayfasından bize ulaşabilirsiniz.
Özellikler
Sunulan Hizmetler
Sigara İçilmez
Park Yeri
Ücretsiz
Açık Hava
Gezilecek Yer
Rehberler
Rehber ile Keşfet
Tüm Yorumlar
Misafir Yorumları
4.4
Puanlama :
@enesozturk4246
Surp Garabed Kilisesi’nin 1593’ten az önce inşa edilmiş olduğunu bir elyazmasından tespit edebilmekteyiz. Bir rivayete göre Kilise, cami yapımı için Üsküdar’a gelen Vanlı ve Muşlu ustalar sayesinde inşa edilmiştir. Bina Van’lı Rahip Zakarya’nın çabalarıyla 1617’de yenilenir. Kilise’nin üçüncü onarımı 1727’de Patrik Hovhannes IX. Golod zamanında Sarkis Kalfa’nın mimarlığında gerçekleştirilmiştir. Kilise’nin karşısına Kudüs din görevlileri için inşa edilen bir manastır bulunuyordu. Kudüs Patriği Krikor Şığtayagir ise bu binaya yeni bölümler ilave etti. Sonraki yıllarda bu bina yıkılarak Kilise’nin doğusunda 1838 yılında Cemaran okulu inşa edildi. Bu binanın yanıbaşında duvarla çevrili büyük bir bağ da vardı. Kilise 1844 yılında Patrik Asdvadzadur II. zamanında yenilenir, 1887’de ise kül olur. 1888’de Patrik Harutyun I. zamanında Madteos ve Apig Unciyan kardeşlerin hayırseverliğiyle kargir olarak yeniden inşa edilir. Kilisenin ön cephesinin sağında ve solunda yüksek ve taş yapılı iki çan kulesi bulunmaktadır. Avlusunda üç çeşme olan Kilise’nin beş adet kapısı bulunmaktadır. Kilise’nin giriş avlusunun üstünde çift katlı bir galeri bulunmaktadır. Kilise’nin ön bölümünün sağında ve solunda ise şapeller bulunur. Bu semt 18. – 19. yüzyılda önemli bir kültür merkezi olmuştur. Patrik Golod İstanbul’daki ilk okulu Surp Garabed Kilisesi’nin yanında açmıştı. Kilisenin son onarımı 2006 yılında gerçekleşerek Patrik Mesrob II. eliyle kutsanıp yeniden ibadete açılmıştır.
@cavitaktepe1839
İstanbulun bilinmeyen ve hakkı verilmeyen yapılarından biri daha. Başka bir yeri görmek için buraya geldim. Varlığından dahi haberim yoktu buranın. Uzaktan kulelerini görünce yanına gidip girişi aradım. Kapının yanındaki küçük zile basınca görevli kapıyı açarak bizi içeri aldı. İçerideki görevli bizi çok güler yüzle karşıladı. İçeriyi gezerken bize eşlik etti. Binanın dışı güzel ama içi de kesinlikle görülmeli. Özellikle ikonostas üzerindeki mavi yarım kubbe çok güzel görülüyor. Ne yazık ki fotoğraf çekmemize izin verilmedi. Yolu düşen herkese ziyaret etmesini tavsiye ederim. Emin olun ki iyi karsilanacaksiniz ve geldiginize memnun olarak ayrilacaksiniz.
@asafdemir1641
Yenimahalle'de, Allâme Caddesi yakınında ve Vasiyet Sokağı ile Muradiye Mektebi Sokağı üzerinde olup her iki yola açılan kapıları vardır. İkinci sokağa açılan kapısı yanında, üç oval yüzlü bir çeşmesi mevcuttur. Cümle kapısı Vasiyet Sokağı üzerindedir. Burada iki kapı ve bunlar arasında, yine kitâbesiz, üç yüzlü bir çeşme bulunmaktadır.Mabet ilk defa, ahşap olarak, 1626 senesinde, İstanbul patriği olan Vanlı, Vardapet Zakarya tarafından, 1617 tarihinde yaptırılmıştır.Yenimahalle'de, Allâme Caddesi yakınında ve Vasiyet Sokağı ile Muradiye Mektebi Sokağı üzerinde olup her iki yola açılan kapıları vardır. İkinci sokağa açılan kapısı yanında, üç oval yüzlü bir çeşmesi mevcuttur. Cümle kapısı Vasiyet Sokağı üzerindedir. Burada iki kapı ve bunlar arasında, yine kitâbesiz, üç yüzlü bir çeşme bulunmaktadır. Mabet ilk defa, ahşap olarak, 1626 senesinde, İstanbul patriği olan Vanlı, Vardapet Zakarya tarafından, 1617 tarihinde yaptırılmıştır."Yeni mahalleli ihtiyarların anlattıklarına göre, kilise önceden, bugünkü kilise kapısı karşısındaki küçük çeşmenin yanında olup ufak bir mabetti. Sonra 1617'de bugünkü yerinde yaptırılmıştır. Bu inşaata ait gümüş bir haçın üzerinde aynı tarihli bir kitabe hak edilmiş bulunmaktadır Zakeos dahi denilen Zakarya, 1640 senesinde yüksek bir yerden düşerek vefat etmiştir. Kabri, Bağlarbaşı Ermeni Mezarlığı'ndadır. Kendisi, 1626-1629 ve 1636-1639 senelerinde olmak üzere iki defa patrik olmuştur. Evliya Çelebi'nin muasırı olup 1637-1695 tarihleri arasında yaşamış olan Eremya Çelebi Kömürciyan; "Yenimahalle denilen yerde Ermeniler'in bir kiliseleri bulunmaktadır. Kilise, Vardapet Vanlı Kişoğlu Zakarya tarafından yaptırılmıştır. Adı geçen Vardapet ile Tokatlı Vardapet Boğos burada medfunlardır," demektedir. Boğos, mezar taşına göre 1675 senesinde vefat etmiştir.Surp Karabet Kilisesi, 1727 senesinde, Patrik Golod Hovennes zamanında, bu civardaki Surp Haç Kilisesi ile beraber tamir ettirilmiştir. 117 sene sonra kilise, 1844'te daha büyük ve güzel bir şekilde yeniden yaptırılmışsa da, 1887 senesinde meydana gelen büyük Yenimahalle yangınında yanmış ve bir sene sonra bugünkü mabet inşa edilmiştir. Şimdiki kilise, Apik ve Matus kardeşler tarafından, ailelerinden Garabet ve Takhi'nin ruhları için, Sultan II. Abdülhamit'ten alman izin üzerine inşa ettirilmiştir. Yapımına, 2 Ağustos 1887 tarihinde başlanmış ve bir sene olmadan tamamlanarak 12 Haziran 1888 tarihinde de ibadete açılmıştır.Kiliseyi beşik örtüsü şeklinde uzun bir tonoz kubbe örtmüştür. Muntazam kesme taştan yapılan mabedin iki çan kulesi vardır. Cümle kapısının üstünde, Hz. İsa'nın hayatını sembolleştiren taşa oyulmuş bir arma bulunmaktadır.Surp Karabet Kilisesi'nin bulunduğu mevki, 18 ve 19 yüzyıllarda mühim bir Ermeni kültür merkezi olmuştur. Patrik Golod Hovannes zamanında ve 1719-1720 senesinde, İstanbul'da ilk Ermeni mektebi bu kilisenin yanında açılmıştır. Kilisenin karşısında da, Kudüs Ermeni rahiplerine ait manastır vardır ki patrik ve piskopos gibi bir çok yüksek rütbeli ve kültür sahibi zevat orada ikamet etmiş ve faaliyette bulunmuştur. Bu manastırın kuzey tarafında, metin bir duvarla çevrili geniş ve güzel bir bağ mevcuttu. Vank'ın (Manastır) Bağı adı ile anılan bu yer, Selâmsız Müslüman Mezarlığı'nın üst tarafında idi. Yeri 1927 tarihli Pervitij Haritası'nda gösterilmiştir. Bağa ait bir çeşme haznesi Yeni Ocak Sokağı üzerinde elan görülmektedir.954 (1547) tarihinde yaptırılan Mihrimah Sultan Camii inşaatında çalışmak üzere gelen Ermeniler, Üsküdar'a ilk defa yerleşenlerdir. Aileleri ile beraber Van'dan ve Muş'tan gelen bu Ermeniler, bugünkü Yenimahalle'ye yerleştirilmiş ve bir müddet sonra gelenlerle beraber yeni bir mahalle oluşturmuşlardır. İlk ahşap ve küçük kiliseyi de bunların yaptığı sanılmaktadır.
@ihsansercanozku4000
Üsküdar Bağlarbaşı’nda Vasiyet Sokak’ta bulunan Surp Garabed Ermeni Kilisesi’nin ilk yapılış tarihi tam bilinmese de 1555 yılından beri varlığını sürdürmektedir. Kilise, 1617 yılında Vardapet Zakarya tarafından Sarkis Kalfa isimli bir mimara eski ahşap kilisenin yerine tekrar yaptırılmıştır. İlk ahşap kilisenin, Mihrimah Sultan Cami inşaatında çalışmak üzere aileleri ile beraber Van ve Muş’tan getirtilip bugünkü Yenimahalle’ye yerleştirilen Ermeniler tarafından yapıldığı tahmin edilmektedir. 1727 yılında Hovennes zamanında tamir edilen kilise, 1838 yılında Patrik Asdvadzadur zamanında yeniden inşa edilmiş, 1844 yılında onarım görüp açıldıktan sonra 1887 yılındaki büyük Yenimahalle yangınında yanmıştır. Günümüzdeki kargir yapı, 1888 yılında Patrik Harutyun zamanında Sultan II. Abdülhamid’den alınan izin ile Mateos ve Apik Uncuyan kardeşler tarafından yaptırılmıştır. Büyük bir avlu içinde yer alan yapı, Ermeni kiliselerinde çok az görülen bazilikal plana sahiptir. Muntazam kesme taştan yapılmış olan kilisenin giriş cephesi iki katlı olup, arşitrav görünümlü bir tepelikle sonlanmaktadır. Bunun gerisinde de ortası barok kartuşlarla bezeli, tepesi alemli çatı aynası yükselir. Kiremit kaplı çatısı iki tarafa meyillidir. Kilisenin kuzey ve güney cephelerinin batı ucunda, muntazam kesme taşla yapılmış iki çan kulesi yükselmektedir. Üç kademeli olarak tasarlanmış kuleler, zemin katta kemerli bir geçitle avluya açılır. Kulelerde kat bölümleri, zengin bir silme takımıyla vurgulanmıştır. Birinci kattan itibaren geri çekilerek küçülen katlar, üstte sivri ve dilimli birer kubbeyle sonlanmaktadır. Beş kapısı bulunan kilisenin, Vasiyet Sokağı üzerinde iki kapısı ve bunlar arasında kitabesiz, üç yüzlü bir çeşme bulunmaktadır. Batı cephesinde eksende, iki yanı pilasterli, basık kemerli anıtsal giriş kapısı, bunun üzerinde üç satır halinde iki Ermenice kitabe, bu kitabenin yanında da Hz. İsa’nın hayatını sembolleştiren, taşa oyulmuş bir arma görülür. Sütunlarla üç nefe ayrılmış kilisenin doğu nefi, ahşap oymalı korkulukları ile zeminden biraz daha yüksektir ve koroya ayrılmıştır. Kiliseyi, beşik örtüsü şeklinde uzun bir tonoz örter. Apsis’in iki tarafında, kırma çatılı, iki ayrı küçük şapel vardır. Bunlardan kuzeydeki vaftizhane ve şapel, güneydeki mugannilere ait mekan olarak kullanılmaktadır. Batıdan girilen narteks, bu yönde iki pencere ile aydınlanmaktadır. Dışarı yarım yuvarlak taşma yapan apsisin, iki yanında yuvarlak kemerli birer niş vardır. Yan nefler karşılıklı olarak, yuvarlak kemerli, yüksek, üçer pencere ile kuzey ve güneye açılırlar. Kilisenin özellikle batı cephesi, sık tekrarlanan dikdörtgen pencere kompozisyonu ile dikkat çekmektedir. Ortada bulunan pencereler, cephede sütun ve payelerle hareketlendirilmiştir. 1984 yılında onarılan kilise, 2006 yılında da onarılmış ve İstanbul Ermeni Patriği II. Mesrob tarafından ibadete açılmıştır.
@farukyazici947
Kilise çok güzel. Ancak maalesef içerdekiler size insan muamelesi yapmıyor. Kapısı açık kalmıştı içeri girip gezelim dedik. Binaya girmek yasak, bahçeyi gezmek bile yasak, her şey yasak, dışarı çıktık ve arkamızdan kapıyı kilitlediler. Bir ibadet yerinde, tanrının evinde böyle muamele olmamalı..