1926 yılında çekilmiş fotoğraflarını gördüğünüzde, geldiği hale içinizin aciyacağı bir durumda. Bu zamanda dinlere saygı olmadığı gibi (Ayasofya'nın camiye cevirilmesi) o zamanda bu ruhban okuluna yine sevgili dindar din kardeşlerimiz saygı göstermemiş. Hiç değilse yikmayip cami olmasina razıydik. Yeterli tarihe saygımız olsaydı bir nebze

Yol kötü, arabayla erdekten 45dk , gidince bir harabe-yikinti görüyorsunuz , sağlam birşey ayakta kalmamış , arabayla gitmeye gerek yok , yürüyerek giderseniz müthiş doğa manzarası var şahane bir orman içinden geciyorsunuz

50cc motor ile çıktık 2 kişi hamamlı köyündeki yangın yollarindan zorlu oldu biraz?100 odalı bir manastır mis daha önce ama ağaçların altında tarihe yolculuk yapıyorsunuz araç ile gelenler duzler-belkis üzerinden asfalt yol sonrasında patika yoldan gelebilirler.birde insanlar biraz temizliğe dikkat etse daha iyi olacak..

Kendi haline bırakılmış. Gidilip görülebilir. Yol üstünde manzaralı yerler de var ama uzun biraz mesafesi. Yolları biraz bozuk; bir bölümden sonrası asfalt değil, dar ve gidiş geliş virajlı. Çok alçak arabayla sorun yaşarsınız. Yakınında bir de şelale varmış ama çocuklarla olduğumuz için bulamadık. Arabayla gidiş yolu yoktu. Telefon bazı yerlerde çekmiyor.

"1922 yılında terk edilen manastır ağaçların arasında kaybolmuştur. İyice yaklaşmadan kendini göstermez. 1895 yılından inşa edilmiş 99 odalı görkemli binasından geriye yüksek duvarlarla, büyük oranda yıkılmış bir kilisenin kalıntısı ulaşmıştır." Erdek istikametinden gidildiği takdirde yaklaşık 8 kilometrelik toprak yoldan geçmek zorunda kalınıyor. Ortalama 20 dakikalık yol boyunca çeşmelere rastlanmakta. El değmemiş doğanın içinden geçmek insana huzur vermekte. Manastır her ne kadar yıkılmış olsa da üç duvarı ayakta vaziyette. Tam bir inziva alanı. Doğası harika.

Gidiş yolunda o kadar yolu tırman Erdek orman işletme müdürlüğü personeli olduğunu söyleyen, bir çocuk bizi durdurdu, girişin yasak olduğunu söyledi giderseniz plakayi çekip ceza yazdırma ile tehdit etti, kendisi kimliği ni ibraz edemedi, orman işletme den ismimi sorulabilirsiniz dedi. belin de tabanca , sırtında tüfek, kendimi düşman zannettim. Böyle bir tavır görmedim, elinde giriş yasağı oluğunu dair bir yazı yok ! Kimlik yok ! Nasıl bir yer anlamadım. Geri döndük giriş yapmadık.

Çok güzel bir doğa içerisindr yapılmış olan manastırın günümüzde sadece duvarları kalmış. Yolun büyük bölümünü ağaçların arasında toprak yolda geçiriyorsunuz. Fotoğraf çekimi için çok başarılı bir yer. Çevresinde ve yol üzerinde hiçbi konaklama yeri çay ocağı kafe market benzinlik vs dinlenme yeri yok. Doğayla tamamen içiçesiniz. Yol üzerinde çam reçinelerinin nasıl elde edildiğini göreceksiniz.

Açıkçası gideceğim yerde eski antik bir yapı beklerken yolun berbat olması ve geriye dönme isteğinin haricinde umutlanarak gittiğim yerin harabe olması ve taş duvardan başka birşey kalmaması üzdü. Emin olun resimdekilerden başka birşey göremeyeceksiniz. Gitmeyi düşünen zamanına ve parasına yazık etmesin tavsiye edilecek bir yer değil.

Tarihi yapı olarak, konumlandırma olarak mükemmel ancak KORUNMAMIŞ ve zamanında etkisiyle bu kadar ayakta kalabilmiş. Asırlık çınar ağaçları, yanıbaşında akan deresi ve mükemmel doğası ile bir an evvel restorasyonun yapılması artık şart olmuştur. Alternatifli birçok ulaşım yolu olmasına rağmen zeminin bozuk olması sebebiyle erişim noktasında güçlük yaşayabilirsiniz. Tabi böylesine güzel yerlere düzgün bir yol ve bakımlı bir ortam şart. Ancak insanoğlunun kolay eriştiği yerde kirlilik fazlaca oluşuyor. Yani iki uç meselesi ? Ama Kapıdağı gezmek Manastırı görmenizi tavsiye ederim

Kapıdağ yarımadasında çok güzel bir tarihi yapı. Strabon, Kyzikos’un ardındaki Dindymon Dağında ana tanrıçaya adanmış. Ortodoks geleneğine göre de manastır eski bir tapınağın yerinde kurulmuştur. Eskiden yöredeki Rumların dini merkezi olan manastır Havari Lukas’ın eseri olduğuna ve mucizeler yarattığına inanılan Panagia Faneromeni (Faneromeni Meryem’i) ikonasından medet uman binlerce kişi tarafından ziyaret ediliyordu.Şimdiyse bu ünlü ikona İstanbul’da Fener Rum Patrikliğinin katedralinde sergilenmektedir. 1922 yılında terk edilen manastır ağaçların arasında kaybolmuştur. İyice yaklaşmadan kendini göstermez. 1895 yılından inşa edilmiş 99 odalı görkemli binasından geriye yüksek duvarlarla, büyük oranda yıkılmış bir kilisenin kalıntısı ulaşmıştır Kiralı Manastır çevredeki tabiatın güzelliği, hemen yanından geçen suyun ve doğanın güzel sesleriyle birleşince sanki oraya özgü müzik çalıyormuş duygusu uyandırmakta. Bandırma-Erdek asfaltına 17 Km uzaklıkta bulunan Kirazlı Manastırına gitmek için Bandırmadan gelişe göre Düzler mahallesinin içinden saga girilir. Kyzikos kalıntılarının yakınından geçilerek, Belkıs köyü içinden yukarı devam edilir. Yukarıyapıcı köyüne varınca köye girmeden sağa ayrılan yoldan devam edilir. Yukarıyapıcı göletine varmadan sağa ayrılan yola devam edilerek, 2 Km aşağı inince Kirazlı Manastırı kalıntılarına varılır. Manastırdan sola giden yolla devam edilirse Ballıpınar (Kocaburgaz) köyüne varılır. Ballıpınar’da denize girebilirsiniz. Rüzgar güneyden kuzeye esiyorsa şanslı gününüzdesiniz demektir.