The Hagia Sophia Mosque
Point
Find a guide to explore this place.
As a travel enthusiast, I’ve always dreamed of delving into the depths of this historical marvel. To make your exploration of the Hagia Sophia Mosque even more enriching, I’ve prepared a comprehensive guide to help you uncover its history, marvel at its mesmerizing architecture, and navigate its intricate details. From how to get there to exploring its floors and nearby attractions, let’s unlock the doors to this iconic landmark together :)
Hagia Sophia Mosque
Located in Istanbul's Fatih district, the Hagia Sophia Mosque offers an unparalleled experience, both architecturally and historically. Originally built as a church and later converted into a mosque, it also served as a museum before resuming its role as a mosque in recent years.
The building’s architecture is hailed as one of the greatest artistic achievements of its time. Its massive dome enhances the grandeur of its interior, while its mosaics captivate visitors with their intricate beauty. Every detail echoes the events and emotions that have unfolded within these walls over centuries.
When I visit Hagia Sophia, I feel transported through time. The exterior is awe-inspiring, but the interior atmosphere truly moves me, evoking thoughts of the countless prayers and reflections that have taken place here.
Open year-round, the mosque offers a unique charm in every season. Moreover, its surrounding area is brimming with social activities and places to explore, allowing you to create new memories during your visit.
Where is Hagia Sophia, and How to Get There?
Hagia Sophia is conveniently located in the heart of Istanbul on Sarayburnu Street, close to Sultanahmet Square. This central location makes it easily accessible.
To get there via public transport, take the Kabataş-Bağcılar tram line and alight at Sultanahmet Station. From there, it’s just a short walk to the mosque. Alternatively, you can reach it using buses or the metro. If you take the metro, transfer to the T1 line at Yenikapı Station and ride to Sultanahmet.
If you’re driving or taking a taxi, the mosque’s central location ensures an easy journey. However, parking can be challenging during peak tourist seasons, so plan accordingly.
With all these options, getting to Hagia Sophia is simple and convenient. Ready to immerse yourself in Istanbul’s enchanting atmosphere?
History of Hagia Sophia
The history of Hagia Sophia is a treasure trove that stretches back to ancient times. It was first constructed in 537 AD by Byzantine Emperor Justinian I as a church. At the time, it was the largest church in the world, showcasing the grandeur of Roman architecture and innovations in design.
After the conquest of Constantinople in 1453, the magnificent structure was converted into a mosque, marking a pivotal moment in its history. This transformation brought changes to both its interior and exterior, reflecting the blend of cultures and artistry that the Ottoman era introduced.
In 1935, Hagia Sophia became a museum, drawing millions of visitors from around the globe. However, in 2020, it once again became a mosque, adding yet another chapter to its storied legacy.
This iconic site isn’t just a building—it’s a cultural monument. Its layers of history, artistic achievements, and spiritual significance make it an unforgettable experience for all who visit.
Ground Floor of Hagia Sophia
The ground floor of Hagia Sophia is where the magic begins. From the moment I step inside, I feel like I’m stepping into history itself. The vast spaces and stunning dome overhead create a sense of awe that’s hard to describe.
Supported by four massive columns, the ground floor features a harmonious balance of space and structure. The mosaics here are particularly captivating, depicting intricate patterns and human figures with deep artistic and spiritual significance.
The inscriptions and ornate doors scattered throughout the floor tell countless stories, adding to the building’s mystique. Exploring these details is a fascinating journey into the past, one that leaves me deeply inspired.
When you visit, don’t miss the opportunity to soak in the atmosphere of the ground floor. Every step whispers stories from the ages, creating a connection to history that’s both profound and moving.
Upper Gallery of Hagia Sophia
The upper gallery is one of Hagia Sophia’s most breathtaking areas. Ascending to this level reveals a stunning perspective of the entire structure, allowing you to fully appreciate its architectural brilliance.
Walking through the gallery, I’m always captivated by the mosaics that adorn its walls. Each one, crafted by artisans centuries ago, tells its own story. The interplay of light streaming through the windows and the artwork creates a serene and magical atmosphere.
The upper gallery also offers unparalleled views of the central dome and interior design, making it a photographer’s dream. I recommend timing your visit to catch the play of sunlight on the mosaics—it’s truly a sight to behold.
The experience of exploring the upper gallery is unforgettable, offering a mix of cultural enrichment and spiritual tranquility.
Nearby Attractions
After visiting Hagia Sophia, don’t miss the chance to explore the surrounding historical gems.
- Topkapı Palace: Once the administrative center of the Ottoman Empire, this palace offers a fascinating glimpse into royal life and showcases magnificent architecture.
- Sultanahmet Square: Take a leisurely stroll through this iconic area, surrounded by historic landmarks and vibrant energy.
- Sultanahmet Mosque: Located just steps away, this architectural masterpiece is a must-see for its stunning domes and intricate designs.
Adding these destinations to your itinerary will make your Istanbul experience even more memorable.
For more inspiration, check out our Istanbul Museums page to discover other fascinating places to explore in this magical city!
Features
Services Offered
Guides
Explore with Guide
All Comments
Guest Comments
@gezim
İbadet için giriş ücretsiz sadece müze ziyaret amaçlı girmek isterseniz eğer bilet almanız lazım ve yaklaşık 200 metrelik kuyruklar oluşmuş durumda. Personel güleryüzlü ve yardım sever.
@istanbul34
Tarihi dokusunu kaybetmemiş, buram buram tarih kokan, dünyanın sayılı eserleri arasında olan Ayasofya camii her müslümanın en az bir kere görmesi gereken muazzam bir yer... Fatih Sultan Mehmet Han’dan itibaren her padişah, Ayasofya’yı daha da güzelleştirme gayreti içinde olmuş ve zaman içinde yapılan mihrab, minber, kürsü, minareler, hünkâr mahfili, şadırvan, medrese, kütüphane ve aşhane gibi yapılar ile Ayasofya tam tekmil bir külliyeye dönüştürülmüştür. Ayrıca, Osmanlı döneminde Ayasofya Camii’nin iç süslemelerine de büyük önem verilmiştir. Ayasofya hüsn-i hatt ve çinicilik gibi Türk sanatlarının en zarif örnekleriyle süslenmiş ve mabede yeni estetik değerler kazandırılmıştır. Böylece, Ayasofya sadece camiye dönüştürülmemiş, aynı zamanda insanlığın bu ortak mirası muhafaza ve ihya edilmiştir.
@serdaralp
Bir cami girişi var bir de müze girişi var, cami girişi Türkler için ücretsiz ancak müze girişi hem Türkler hem de yabancılar için ücretli Türkler için 800 küsür TL kadar bir fiyatı var ve bence çok fazla kesinlikle fiyatın düşürülmesi gerektiğini düşünüyorum. Yabancılar için yüksek fiyat olmasını anlayabilirim de Türkler için bu kadar fiyat neden
@omerucar1991
Tek kelimeyle mükemmel o dönemin şartlarında böyle muhtesem yapıların yapılabileceğini görmeden hayal edemezsiniz kilise olarak yapılmış ama camiye çevrildiği zaman da okadar güzel dönüştürülmüş ki öncesini bilmeyen ayırd edemez İyiki atalarımız böyle güzel eserlere sahip çıkmış onları geliştirip bugün bizlere miras bırakmış .Atalarimiz bukadar uzun zaman koruyup kollamiş Allah onlardan razı olsun ama bu güzelim mabedi bize yasaklayanlara ne diyeyim ben müze yapanlara kendi caminizde ibadeti yasaklayanlara içine girip görmek isteyen bizlerden turist ten aldığı kadar yüksek ücret isteyenleri Allah'a havale ediyorum ama 90 yıl sonra bize bu camiyi tekrar acanlara Ayasofya'nın zincirlerini kiranlara Ayasofya da ibadet etmemizde emeği olan herkese hakkımı helal ediyorum Allah onlardan razı olsun
@pseudolife7114
Ayasofya camii gerek tarihi önemi gerekse mimari açıdan dünya mirası bir yapı. Burayı ziyaret edipte hayran olmamak elde değil. Yıllar önce müze iken ilk ziyaretimde inanılmaz etkilenmiştim. Hâlâ son derece etkileyici bir yer. Bu tarihi yarımadayı ziyaret edecekseniz kesinlikle toplu taşıma kullanın. En az 2 gün ayırın.civarda o kadar çok ziyaret edilecek yer var ki insan inanamıyor. Ramazan ayı münasebetiyle akşamları kalabalık oluyor. Ramazan eğlenceleri iptal edilmiş. Gündüz de çok kalabalık ve inanılmaz turist var. Yerebatan sarnıcı, Sultanahmet camii, arkeoloji ve Türk-islam müzesi, Gülhane parkı,Hürrem Sultan hamamı, bab-ı Ali, 3. Ahmet çeşmesi, aya İrini ve daha adını sayamayacağım onlarca tarihi mekan var. Tabi ki bunların başında Ayasofya geliyor.civarda yemek yiyebileceğiniz çok sayıda mekan var. Turistler için olanlar dışında da kendi bütçenize uygun yerler bulabilirsiniz. Hediyelik eşyada aynı şekilde.
@yunusyogurtcu5674
Yıllarca Müze olarak ziyaret ettiğimiz bu mekan 24 Temmuz 2020'de Cumhurbaşkanı kararnamesi ile 86 yıl sonra tekrar camii kimligini geri kazandı. Ayasofya hakkında kısaca bahsedecek olursak; Ayasofya Bizans İmparatoru 1. Justinianus tarafından, 532-537 yılları arasında dönemine göre 5 yıl gibi kısa bir sürede İstanbul'un tarihi yarımadasındaki eski şehir merkezine inşa ettirilmiş bazilika planlı bir patrik katedrali olup 1453 yılında İstanbul'un Osmanlılar tarafından alınmasından sonra Fatih Sultan Mehmet tarafından camiye dönüştürülmüştür. 1930 ile 1935 yılları arasında restorasyon çalışmaları nedeniyle halka kapatılan Ayasofya'da Mustafa Kemal Atatürk'ün emriyle bir dizi çalışmalar yapıldı. Bu çalışmalar arasında çeşitli restorasyonlar, kubbenin demir kuşak ile çevrilmesi ve mozaiklerin ortaya çıkarılıp temizlenmesi sayılabilir. Restorasyon sırasında Ayasofya'nın, yeni Türkiye Cumhuriyeti'nin laiklik ilkesi doğrultusunda, yapılış amacı olan kiliseye tekrar çevrilmesi konusunda fikirler ortaya atılmışsa da bölgede yaşayan Hristiyan sayısının çok az olmasından dolayı oluşan talep yetersizliği, bölgede bu denli görkemli bir kiliseye karşı yapılabilecek muhtemel provakasyonlar ve mimarinin tarihî önemi göz önüne alınarak Bakanlar Kurulu'nun 24 Kasım 1934 tarih ve 7/1589 sayılı kararıyla müzeye çevrilmiştir. 1 Şubat 1935'te ziyarete açılan müzeyi Atatürk 6 Şubat 1935 tarihinde ziyaret etmiştir. Yüzyıllar sonra mermer zemindeki halıların kaldırılmasıyla zemin döşemesi ve insan figürlü mozaikleri örten sıvanın kaldırılmasıyla da muhteşem mozaikler tekrar gün ışığına çıkarılmıştır.
@ed1329
Ayasofya (anlamı: 'Kutsal Bilgelik'; Grekçe: Ἁγία Σοφία, romanize: Agia Sofia) veya resmî olarak Ayasofya-i Kebîr Câmi-i Şerîfi, eskiden Kutsal Bilgelik Kilisesi ve Ayasofya Müzesi, İstanbul'da yer alan bir cami, eski bazilika, katedral ve müze. Bizans İmparatoru I. Justinianus tarafından, 532-537 yılları arasında İstanbul'un tarihî yarımadasındaki eski şehir merkezine inşa ettirilmiş bazilika planlı bir patrik katedrali olup 1453 yılında İstanbul'un Osmanlılar tarafından fethedilmesinden sonra II. Mehmed tarafından camiye dönüştürülmüştür. Mustafa Kemal Atatürk tarafından 1934 yılında yayımlanan Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile müzeye dönüştürülmüş, kazı ve tadilat çalışmaları başlatılmış ve 1935-2020 yılları arasında müze olarak hizmet vermiştir. 2020 yılında ise müze statüsü iptal edilerek cami statüsü verilmiştir.
@bilgehankurt8097
Ayasofya aynı yere üç kez inşa edilmiş bir eserdir. Günümüzdeki Ayasofya “Üçüncü Ayasofya” olarak bilinmektedir. Ayasofya’nın ilk inşaatı Hıristiyanlığı Roma İmparatorluğu’nun resmi dini olarak kabul eden I. Konstantin döneminde başlatılmıştır. İstanbul’un yedi tepesinden birincisi üzerinde ahşap çatılı bir bazilika olarak inşa edilen ve o dönemde ‘Büyük Kilise’ ismiyle anılan bu yapının açılışı, 360 yılında II. Konstantin döneminde gerçekleşmiştir. 404 yılında başlayan isyanda çıkan bir yangın neticesinde büyük ölçüde harap olan bu yapıdan günümüze ulaşan bir kalıntı bulunmamaktadır. İkinci Ayasofya, İmparator II. Theodosius tarafından birincisinin üzerine inşa ettirilmiş ve 415 yılında ibadete açılmıştır. Yine bazilika şeklinde ve ahşap çatılı olarak inşa edilen bu yapı ise, 532 yılında İmparator Jüstinyen aleyhinde çıkan Nika Ayaklanması’nda isyancılar tarafından yakılıp yıkılmıştır. İmparator Jüstinyen isyanın hemen ardından ilk ikisinden çok daha büyük ve görkemli bir Ayasofya yaptırmaya karar vermiştir. Üçüncü Ayasofya Bizans İmparatoru I. Jüstinyen tarafından 532-537 yıllarında inşa ettirilmiştir. Doğu Roma’nın İmparatorluk Kilisesi olarak kullanılan Ayasofya, tarih boyunca isyanlar, savaşlar ve doğal afetler yüzünden sık sık tahrip olmuştur. Ayasofya en büyük yıkımlardan birini 1204’te 4. Haçlı Seferi’nde şehrin istila edilmesiyle yaşamıştır. Haçlılar tüm şehirle birlikte Ayasofya’yı da yağmalamıştır. İstanbul’da 1204 yılından 1261 yılına kadar süren Latin işgali müddetince Ayasofya, Roma Katolik Kilisesi’ne bağlı bir katedrale dönüştürülmüştür. Ciddi hasarlar almış olan Ayasofya, İstanbul’da tekrar Doğu Roma idaresinin sağlanmasının ardından tamirlerle ayakta tutulmaya çalışılmıştır. Bununla birlikte, yapılan tamiratlar yetersiz kalmış ve 1346 yılında Ayasofya’nın doğudaki başkemeri ve kubbenin bir kısmı çökmüştür. Osmanlılar fethin nişanesi olarak kabul ettikleri ve kıymet verdikleri Ayasofya Camii’ne Fatih Sultan Mehmed Han’dan itibaren büyük özen göstermiş, bakım-onarım faaliyetlerini sürekli hale getirmiş ve camiyi eskisinden çok daha sağlam bir yapıya kavuşturmuştur. Bilhassa Mimar Sinan’ın Ayasofya’ya yaptığı eklemeler ve düzenlemeler, bu insanlık mirasının bugün hâlâ ayakta kalmasında çok büyük rol oynamıştır. Ayasofya Camii’ni kendi hayratı olarak vakfeden ve çok sayıda akar bağlayarak bakım-onarım maliyetlerini garanti altına alan Fatih Sultan Mehmed Han, önce caminin yanına bir de medrese inşa ettirerek eğitim faaliyetlerini başlatmıştır. Ayasofya’nın ilk minaresi de Fatih Sultan Mehmed Han döneminde ahşaptan inşa edilmiştir. Uzun yıllar varlığını sürdüren bu minare 1574 yılındaki büyük tamiratta kaldırılmıştır. Ayasofya Camii’nin ikinci minaresi ise, Sultan II. Bayezid Han döneminde tuğladan inşa edilmiştir. Fatih Sultan Mehmet Han’dan itibaren her padişah, Ayasofya’yı daha da güzelleştirme gayreti içinde olmuş ve zaman içinde yapılan mihrab, minber, kürsü, minareler, hünkâr mahfili, şadırvan, medrese, kütüphane ve aşhane gibi yapılar ile Ayasofya tam tekmil bir külliyeye dönüştürülmüştür. Ayrıca, Osmanlı döneminde Ayasofya Camii’nin iç süslemelerine de büyük önem verilmiştir. Ayasofya hüsn-i hatt ve çinicilik gibi Türk sanatlarının en zarif örnekleriyle süslenmiş ve mabede yeni estetik değerler kazandırılmıştır. Böylece, Ayasofya sadece camiye dönüştürülmemiş, aynı zamanda insanlığın bu ortak mirası muhafaza ve ihya edilmiştir. Fetihle birlikte camiye dönüştürülen ve 481 yıl cami olarak hizmet veren Ayasofya, 1930’lu yıllarda restorasyon çalışmalarının başlamasıyla halka kapatılmıştır. Ardından, 24 Kasım 1934 tarihli bir Bakanlar Kurulu kararıyla müzeye dönüştürülmüştür. Danıştay, 10 Temmuz 2020 tarihinde söz konusu Bakanlar Kurulu kararını iptal etmiştir. Hemen ardından Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan imzası ile yayımlanan 2729 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle Ayasofya yeniden ibadete açılmıştır.
@asimumutozbey8211
Bizans İmparatoru I. Justinianus tarafından, 532-537 yılları arasında İstanbul'un tarihî yarımadasındaki eski şehir merkezine inşa ettirilmiş bazilika planlı bir patrik katedrali olup 1453 yılında İstanbul'un Osmanlılar tarafından fethedilmesinden sonra II. Mehmed tarafından camiye dönüştürülmüştür. Mustafa Kemal Atatürk tarafından 1934 yılında yayımlanan Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile müzeye dönüştürülmüş, kazı ve tadilat çalışmaları başlatılmış ve 1935-2020 yılları arasında müze olarak hizmet vermiştir. 2020 yılında ise müze statüsü iptal edilerek cami statüsü verilmiştir. Ayasofya, mimari bakımdan merkezî planı birleştiren kubbeli bazilika tipinde bir yapı olup kubbe geçişi ve taşıyıcı sistem özellikleriyle mimarlık tarihinde önemli bir dönüm noktası olarak ele alınır. Hristiyanlar için hem sembolik hem de eksen olma anlamının yanında, turistik ve ruhsal bir çekim merkezidir. Ayasofya adındaki "Aya" sözcüğü "kutsal" anlamına gelir. "Sofya" sözcüğü ise Grekçede "bilgelik" anlamındaki sophos sözcüğünden gelir.Dolayısıyla "Aya Sofya" adı Yeşua'ya (İsa) atfen "Kutsal Bilgelik" ya da "İlahî Bilgelik" anlamına gelmekte olup Hristiyan ilahiyatında Tanrı'nın üç niteliğinden biri sayılır. Miletli İsidoros ve Trallesli Antemius'un yönettiği Ayasofya'nın inşaatında yaklaşık 10.000 işçinin çalıştığı ve I. Jüstinyen'in bu iş için büyük bir servet harcadığı belirtilir. Bu çok eski binanın bir özelliği, yapımında kullanılan bazı sütun, kapı ve taşların binadan daha eski yapı ve tapınaklardan getirilmiş olmasıdır.Döneminin en geniş kubbesi olan Ayasofya'nın merkezî kubbesi, Bizans döneminde bir kez (7 Mayıs 558) çökmüş, Mimar Sinan'ın binaya payandaları eklemesinden itibaren de hiç çökmemiştir.
@bernaekeke6550
24 saat açık ama ziyaretçi girişi için sabah 9 gibi girmenizi öneririm. Girişler ücretsiz, 9:30-10:00 arası sıra başlıyor, sonrasında uzun bir kuyruk oluyor. Girişte kontrol var. Kadınların başörtüsü ile girmesi gerekiyor. Ziyaret edeceğiniz gün kısa şort ya da etek giymemeye ve yanınıza başörtüsü almaya dikkat edin. Örtü camiide de satılıyor ama orda da sıra beklemek zorunda kalabilirsiniz. Girişte ayakkabılar açık kutulara konuluyor. Pahalı ayakkabılarla gelmeyin, çalınma ihtimaline karşı yazın terlik gibi basit ayakkabılar tercih edebilirsiniz. Sakin saatlerde giderseniz sıradan da hızlı geçtiğiniz gibi içeriyi de rahatça gezebilirsiniz. Çok gürültü yapılmaması gerekiyor çünkü ziyaretiniz sırasında ibadet edenler olabiliyor. Çıkıştaki harika çeşmeyi de inceleyin.
@cokgezen
24 saat açık ama ziyaretçi girişi için sabah 9 gibi girmenizi öneririm. Girişler ücretsiz, 9:30-10:00 arası sıra başlıyor, sonrasında uzun bir kuyruk oluyor. Girişte kontrol var. Kadınların başörtüsü ile girmesi gerekiyor. Ziyaret edeceğiniz gün kısa şort ya da etek giymemeye ve yanınıza başörtüsü almaya dikkat edin. Örtü camiide de satılıyor ama orda da sıra beklemek zorunda kalabilirsiniz. Girişte ayakkabılar açık kutulara konuluyor. Pahalı ayakkabılarla gelmeyin, çalınma ihtimaline karşı yazın terlik gibi basit ayakkabılar tercih edebilirsiniz. Sakin saatlerde giderseniz sıradan da hızlı geçtiğiniz gibi içeriyi de rahatça gezebilirsiniz. Çok gürültü yapılmaması gerekiyor çünkü ziyaretiniz sırasında ibadet edenler olabiliyor. Çıkıştaki harika çeşmeyi de inceleyin.
@Gezen Kadın
Harika bir yer mutlaka gitmelisiniz.
@Gezen Kadın
Harika bir ambiyans var. Mutlaka görmelisiniz.