Zeyrek Camii veya Pantokrator Manastırı Kilisesi (Yunanca: Μονή του Παντοκράτορος Χριστού Mori tu Padokratoros Hristou) İstanbul'un Zeyrek semtinde Doğu Roma döneminden kalma dinî yapıdır. Kilise üç ayrı şapelin bir araya gelmesinden oluşur. Ayasofya'dan sonra İstanbul'da ayakta kalan en büyük eski kilisedir. Güneydeki ilk kilise II. İoannis'in karısı İrini tarafından 12. yüzyılın ilk çeyreğinde yaptırıldı. Karısının ölümünün ardından imparator kilisenin kuzeyinde, az ilerisine ikinci bir kilise yaptırdı ve en sonunda bunları birleştirmek için üçüncü bir kilise daha yaptırdı. İstanbul'un fethinden sonra ilk medrese burada açıldı. Müderrisi Zeyrek Mehmed Efendi'ydi. Fatih Külliyesiyle birlikte yeni medreselerin yapımı tamamlanınca buradaki medrese kapandı ve bina cami oldu. Şu anda yalnızca güney kısmı cami olarak kullanılmaktadır.

Çocukluğumdan gençliğime yıllarım buralarda geçti ben çocukken kapalıydı burası daha sonraki yıllarda kısa bi tadilat bakım yapılıp açıldı 1 kez cuma namazı kılmış olsamda bu eşsiz eseri görmek bu atmosferi hissetmek bambaşka bir duygu kesinlikle gitmeniz görmeniz 2 rekat namaz kılıp ejdada dua etmeniz gerek

Camiler, ahiret çarşılarından bir çarşıdır. Kim camiye girerse Allah'ın misafiridir. İkramı mağfiret, hediyesi de keramettir. Bakınız camilerde "Yayılmaya". Sormuşlar: "Yayılmak nasıl olur?" Dua ve Allah Tealaya meyil etmek (yılışmak)la olur. Ravi: Hz. Câbir (r.a.) Kaynak: Ramuz el e-hadis, 234. sayfa, 10. hadis

Bizanstan günümüze uzanan, Ayasofyadan sonra ikinci büyük mekan. 3 farklı yapıdan oluşan manastır kilise camii. Cellat namaz mildiktan sonra kaldırılan halıların altından camekan altında ki eski yapıyı, çeşmeyi görebilirsiniz. Unkapanı köprüsünün karşısından dar taşlı sokaktan yürüyerek bu gizemli Zeyrek bölgesine, İstanbul'un 4. Tepesi de ki bu muhteşem Çekim alanına ulaşabilirsiniz. Yeni arkeoloji calismalarla yeni yeni katmanlara hala ulaşılmakta. Osmanlı ve Roma yapısını burada bir arada görebilirsiniz. Güneyde ki yapıda mi taşlar dünyamın dört bir yanından gelmiş, Yunan taşları, italyan mermerleri, mısır taşları...Taşlar farklı roma eserlerinden toplanarak Osmanlı zamanında Molla zeyrek camiinde kullanılmış. Asıl hazinesi halıların altında yatmakta. Astrolojik motiflerle kaplı gizli bir zemin. O dönemin rablerine karşın kırma mozaiklerle yapılmış. Görmeden dönmeyin

Molla Zeyrek Camii yada Bizans döneminde ki adıyla Pantokrator Kilisesi, Bizans döneminde yapılan 3 adet şapelden oluşmuş bir manastır.. İstanbul'un fethinden sonra medreseye çevrilmiş ve Fatih tarafından başına dönemin alimlerinden Molla Zeyrek efendi görevlendirilmiş.. Medrese, Fatih Ķülliyesine taşındıktan sonra ise günümüze kadar cami olarak hizmete devam etmiştir. Bugün ise medreseden bir iz kalmamıştır. Bizans döneminde kilisenin su ihtiyacını karşılamak için yapılan zeyrek sarnıçı ise restorasyon nedeniyle kapalıydı.. Birde tavsiye vereyim, camiyi ziyaret ettikten sonra hemen yanı başında belediyeye ait tesiste Haliç'e ve Süleymaniye'ye karşı çay içmeyi ihmal etmeyin.

Zeyrek Camii veya Pantokrator Manastırı Kilisesi (Yunanca: Μονή του Παντοκράτορος Χριστού Mori tu Padokratoros Hristou) İstanbul'un Zeyrek semtinde Doğu Roma döneminden kalma dinî yapıdır. Kilise üç ayrı şapelin bir araya gelmesinden oluşur. Ayasofya'dan sonra İstanbul'da ayakta kalan en büyük eski kilisedir. Güneydeki ilk kilise II. İoannis'in karısı İrini tarafından 12. yüzyılın ilk çeyreğinde yaptırıldı. Karısının ölümünün ardından imparator kilisenin kuzeyinde, az ilerisine ikinci bir kilise yaptırdı ve en sonunda bunları birleştirmek için üçüncü bir kilise daha yaptırdı. İstanbul'un fethinden sonra ilk medrese burada açıldı. Müderrisi Zeyrek Mehmed Efendi'ydi. Fatih Külliyesiyle birlikte yeni medreselerin yapımı tamamlanınca buradaki medrese kapandı ve bina cami oldu. Şu anda yalnızca güney kısmı cami olarak kullanılmaktadır.(Vikipedia)

Kiliseden çevirme güzel bir camii. Ancak çok üzücü bir durum,genel olarak tüm camilerimiz, cemaat hasreti çekmekte. Buna en büyük sebep ise, dindar gözüken dinidar ve münafıklığı meslek edinmiş din adamı kılıklı yobazların ,gayri dini davranışları diye düşünüyorum . Allah(c.c ) sonumuzu hayır eylesin .

Oldukça güzel bir kilise cami karışımı bina. Minareyi görene kadar cami olduğuna inanmak oldukça zor ki zaten eski bir kilise yapısıdır. İstanbul fethinden sonra medreseye çevrilen yapı zamanla bugünkü şeklini almış ve günümüze kadar sağlam bir şekilde ulaşmıştır. Temizlik ve hizmet oldukça iyiydi üst katlara çıkabilmek oldukça güzeldi ancak padişahın namaz kıldığı odaya girebilsek daha iyi olurdu. Sorgulanacak çok şey var bu tarz yapıların cami olarak kullanılması bana yanlış geliyor ancak bu kadar uzun süre dayanmasının ana nedeni de bu malesef. Görmenizi tavsiye ederim, konumu aşırı iyi değil hatta kenar muhitleri gecekondu mahalleleri bildiğiniz ama yapnın ihtişamı ile sizi tatmin edeceğini düşünüyorum. Fırsatınız olursa uğramanızı tavsiye ederim.

Tarihi bir değer taşıyan Molla Zeyrek Camii, İstanbul’a bağlı Fatih\’te bulunmaktadır. 12. yüzyıla dayanan köklü geçmişiyle Bizans döneminden günümüze kalan ender yapılardan olan camii, kendi döneminde Pantokrator Kilisesi iken Fatih Sultan Mehmet bu kiliseyi camiye çevirmiştir. Fatih Sultan Mehmet, kendi camisini yaptırıncaya kadar burayı medrese olarak kullanıma açmıştır ve ünlü bilgin Zeyrek Mehmet Efendi başına getirilmiştir. O dönemden sonra adı Molla Zeyrek Camii olarak kalmıştır. Caminin yakınlarında Zembilli Ali Efendi ve Cemali Efendi’nin türbeleri de bulunmaktadır. Yüzyıllardan beri ayakta kalmayı başarmış Molla Zeyrek Camii, mimari yapısıyla ve mistik havasıyla sizlere tarihi bir hazine sunuyor. Gittiğinizde şaşırtıcı detaylarla karşılaşacak ve o anları unutamayacaksınız.

Molla fenari İsa camii 800 lü yıllarda Roma imparatorluğu tarafından kmanastır olarak inşaa edilmiş yanyana iki kiliseden oluşmaktadır, İstanbul fethinden sonra bu iki kilise birleştirilmiş ve külliyeye çevrilmiştir. Yanyana 4 adet mezarlık şaphelinden oluşan dünyadaki tek manastırdır. Her zerresi tarih kokan bu yapının bahçesinde tarihi sütun parçaları bahçede sergilenmektedir